SORULARIMIZ VAR, SAYIN SİNEM DEDETAŞ
Yazan: Güven Albayrak – Edebiyat Magazin Gazetesi
Üsküdar, Türkiye siyasetinin küçük bir aynası gibidir.
Bu ilçede atılan her adım, yalnızca Boğaz’ın kıyısında kalmaz; İstanbul’un, hatta ülkenin geneline yankı yapar.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 39. ilçe kongresi bu gerçeği bir kez daha gösterdi.
Ama bu kez yankı umut değil, tartışma ve kırgınlık getirdi.
Gazeteci Burcu Uğur’un YouTube yayınında dile getirdiği iddialar, sokaklarda fısıltıyla konuşulanların artık açıkça dillendirildiği bir noktaya ulaştı.
Üsküdar’da gerçekleştirilen son ilçe başkanlığı seçiminde, belediyenin imkânlarının kullanıldığı, bazı delegelere iş vaadi sunulduğu, hatta belediye binasında aday lehine toplantılar yapıldığı iddia ediliyor.
Bu sözler, sıradan dedikodular değil; partililerin kendi içinden gelen serzenişler.
Üstelik yalnızca bir iki kişiden değil, farklı mahallelerde görev alan üyelerden aynı yönde duyumlar geliyor.
Mahallelerde “beyaz liste” ve “kırmızı liste” olarak iki farklı grubun sahaya indiği, beyaz listeyi destekleyenlerin “Sinem Dedetaş bizim arkamızda” diyerek oy topladığı söyleniyor.
Buna karşılık, mevcut ilçe başkanı İbrahim Çağlar Atalar’a emekleri nedeniyle sahip çıkanlar ise “kırmızı liste”yi savundu.
Yani bir anlamda emekle iktidar, liyakatle güç karşı karşıya getirildi.
Unutulan Emeğin Sorusunu Sormak
Üsküdar’da 2019 yerel seçimlerinde, 30 yıl sonra kazanılan belediye başkanlığı büyük bir emeğin sonucuydu.
O süreci sırtlayan mahalle temsilcileri, gece gündüz çalışan delegeler, sandık görevlileri, o günlerde alın teriyle siyaset yapan insanlar bugün “neden dışlandık?” diye soruyor.
Bu sorunun cevabı basit değil, ama önemli.
Sayın Sinem Dedetaş, siz o seçimlerde partinin kurumsal kimliğiyle değil, sahadaki insanların fedakârlığıyla yükseldiniz.
Onlar sizin yanınızda durdular, partinin değil halkın umuduna sarıldılar.
Bugün aynı insanlar, “neden üzerimizden geçildi, neden bizim mahallemize beyaz-kırmızı listelerle bölünme getirildi?” diye soruyor.
Birçoğu açıkça diyor ki:
“Yıllardır çarşaf listeyle seçim yapardık, kimse kimseye baskı kurmazdı. Ama bu kez blok liste dayatıldı, listeler yukarıdan indirildi. Bu demokratik bir seçim değil.”
Bu sözler yalnızca bir örgüt içi serzeniş değildir; halkın siyasete güveninin nasıl zedelendiğini gösteren bir aynadır.
Ve bu ayna hepimizin yüzüne tutulmuştur.
Belediye Kaynakları ve Siyasetin Etiği
Belediye binasında bazı mahalle delegeleriyle özel toplantılar yapıldığı, bazı kişilere “iş veya görev” vaadi sunulduğu yönünde ciddi iddialar var.
Bu iddialar, doğrulanmasa da tek bir soruya sıkışıyor:
Belediyenin imkânları, parti içi seçimlerde kullanılabilir mi?
Yasalar değil, vicdan bu sorunun cevabını verir.
Cumhuriyet Halk Partisi, tam da bu farkı göstermek için var değil mi?
Eğer bu iddialar doğruysa, bir zihniyet problemiyle karşı karşıyayız; yanlışsa, neden hâlâ güçlü bir yalanlama gelmiyor?
Belediye başkan yardımcısının dahi 35 saattir yanıt vermediği iddiası, bu sessizliği daha da büyütüyor.
Sessizlik bazen itirazdan daha çok şey anlatır.
Değişim mi, Tersine Değişim mi?
“Değişim” sözcüğü son yıllarda CHP içinde en çok telaffuz edilen kelime oldu.
Ancak Üsküdar örneği bize gösteriyor ki, değişim kelimesi sık söylense de ruhu aynı yerde kalmış.
Genç bir aday olan Berk Tütüncü’nün ilçe başkanlığına seçilmesi “yeni bir başlangıç” gibi sunuldu,
ama sahadaki izlenim, aynı oyunların yeni oyuncularla oynandığı yönünde.
Değişim, isimlerin değişmesi değil; yöntemlerin, değerlerin değişmesidir.
Bu fark anlaşılmadığı sürece, gençlik bile eski zihniyetin gölgesinde kalır.
Sayın Sinem Dedetaş’a Sorularımız
Gazeteci kimliğimle değil, aynı zamanda bu ilçede yaşayan bir yurttaş olarak size sormak istiyorum Sayın Dedetaş:
Üsküdar’daki ilçe başkanlığı seçimlerinde belediye kaynaklarının, araçlarının ya da personelinin kullanıldığı iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bazı delegelere iş veya kadro sözü verildiği yönündeki söylentiler doğru mu? Bu konuda belediye içinde bir soruşturma başlattınız mı?
Yıllardır süregelen çarşaf liste geleneği neden bu seçimde kaldırıldı? “Blok liste” kararı kimden çıktı?
Belediye binasında belirli delegelerle yapılan özel toplantılar yapıldığı doğru mu? Yapıldıysa, bunların amacı neydi?
En önemlisi: Belediye başkanlığı seçiminde sizi sırtlayan, gece gündüz çalışan o mahalle temsilcilerinden neden vazgeçtiniz?
Onların emeği olmadan bugün gelinen noktaya varılabilir miydi?
Sizce bugün yaşananlar gerçekten “değişim” midir, yoksa “tersine bir dönüş” mü?
Son Söz
Üsküdar yalnız bir ilçe değildir; İstanbul’un vicdanıdır.
Burada yaşanan her olay, ülkenin siyaset kültürüne ayna tutar.
Bir zamanlar referandumda “Hayır” diyerek tarihe geçmiş bir ilçenin bugün parti içi demokrasi konusunda tartışılıyor olması hepimiz için düşündürücü.
CHP, yalnız iktidara yürüyen bir parti değil; demokrasinin temsilcisi olmak zorunda olan bir yapıdır.
Bu yüzden bu sorular yalnız size değil, hepimize yöneliktir.
Soruların yanıtı verilmedikçe, ne değişim inandırıcı olur, ne de demokrasi kalıcı.
Biz gazeteciler görevimizi yapıyoruz:
Soru soruyoruz.
Cevap hakkı ise, size aittir Sayın Dedetaş.
Yorum Yazın