Güven Albayrak – 24 Ağustos 2025, Pazar Sabahı
Yeni bir yılın başlangıcı ne takvimle gelir ne de kutlamalarla. Benim için yaşamın gerçek yenilenmesi, sonbaharın sessiz adımlarıyla başlar. Yazın telaşı dinmiş, güneşin yakıcı ısrarı yerini serin bir dinginliğe bırakmıştır. Tatil dönüşleri, okul zilleri, iş yerlerinde açılan yeni dosyalar… Hepsi birer işarettir: hayat yeniden şekilleniyor.
Sonbahar, doğanın içe dönüşüdür. Sarı ve turuncunun hüküm sürdüğü bu mevsim, yalnızca yaprakların dökülmesi değil; aynı zamanda içsel bir soyunmadır. Göçmen kuşlar gibi biz de yorgunluğumuzu geride bırakır, yeni yönlere doğru kanatlanırız. Hasat zamanı gelir; köylerde traktör sesleri, harman yerlerinde umut dolu sohbetler yükselir. Geçmişin emeği geleceğin bereketine dönüşür.
Kapalı alanlar yeniden hayat bulur. Sinema salonları, tiyatrolar, sergi açılışları… Her biri yeni bir haz deneyiminin kapısını aralar. İnsan, yeniden kendini aramaya koyulur. Yeni aşklar filizlenir, eski dostluklar tazelenir. İçsel huzur, dışsal hareketliliğin tam ortasında kendini gösterir. Mutluluk artık bir hedef değil, bir haldir.
Sonbahar, “biz” olmanın mevsimidir. Aile yeniden tanımlanır; sadece kan bağı değil, ortak duyguların ve paylaşımların birliği olarak. Evler, sohbetle ısınır; sofralar, hikâyelerle bereketlenir. Edebiyat da bu mevsimde başka bir sesle konuşur. Daha derin, daha sorgulayıcı, daha içe dönük…
Bugünkü yazım, bu dönüşümün izini süren bir edebi insanın iç sesiyle yazıldı. Sonbahar, yalnızca bir mevsim değil; yaşamın yeniden yazıldığı, insanın kendini yeniden okuduğu bir eşiktir. Ve ben, bu eşiğin tam ucunda, kelimelerle yeni bir başlangıca adım atıyorum.
Yorum Yazın