Türkiye siyasetinde o kadar çok parti var ki; vatandaşlar partilerin gerçek destek ve üye sayılarına ilişkin sağlıklı bilgiye erişemiyor. Lakin hiçbir siyasi partide halkın gerçek dertlerini kökten çözecek bir anlayış yok. Türkiye’nin sorunları aslında çözümsüz değil; bakış açılarını değiştirmek gerekiyor. Her parti “biz çözeceğiz” diyor ama somut projeler sunulmuyor.
Bu nedenle bir edebiyatçı olarak kendi bakış açımı paylaşmak istedim. İstanbul’dan başlayalım. Ecevit’in bir “köy kent” projesi vardı; orada da siyasi kararlar farklı hesaplara kurban gitti ve proje beklenen etkiyi yaratamadı. Partilerin “bizimkiler” söylemi, projelerin amaçlarından çok pastadan pay alma yarışına dönmesine yol açtı.
İstanbul’a en fazla göç veren illerimiz arasında Sivas, Kastamonu ve Ordu öne çıkıyor. Her yaz yazlık amaçlı kırsal yerleşimlere geçici göç yaşanıyor; bu üç ilde emekli nüfusun oranı da yüksek. Bu iller pilot bölge seçilerek uygulanacak bir programla hem emeklilerin hem metropollerin sorunları hafifletilebilir. Önerim özetle şöyle:
Emeklilere köylere dönmeleri için kampanyalar düzenlensin; üniversiteler bölgeye tarım ve hayvancılık danışmanlığı sağlasın, öğrencilere staj imkânı açılsın. “Kendin ek, biç, yetiştir” gibi üretime dayalı programlar devreye girsin; genç emeklilerin metropole göç etme eğilimi azalır. Üç ilde emeklilere yönelik şehir hastaneleri ve her ilçede sağlık hizmeti güçlendirilsin. Isınma sorununa kalıcı çözümler üretilip doğal gaz ulaştırılsın; köylerde yakacak teminine erişim kolaylaştırılsın. Üniversiteler ve yerel aktörlerle yöreye özgü gıda üretimi desteklensin.
Geri dönüş başladığında İstanbul daha ucuz gıdaya kavuşur, nüfus baskısı azalır. Geri dönen emeklilerin İstanbul’daki taşınmazları; hükümetle yapılacak karşılıklı anlaşmalarla köylerde konutların yenilenmesi ve yaşanır hâle getirilmesi için kullanılabilir. Sonuçta kırsalda konut açığı kısmen kapanır, TOKİ ve benzeri programlara yeni arsa ve proje imkânı doğar; toplu taşımadaki yük hafifler. Geri göçle birlikte esnaf olan çocukların da ailelerinin peşinden gelmesiyle bu illerde ekonomik hareketlilik artar.
Bir de dikkat çekmek istediğim bir konu var: emekli maaşlarının ödenme günleri ve bankaların “30×12” hesaplama uygulamaları yüzünden hesap kesim ve son ödeme günü uygulamalarında haksızlıklar yaşanabiliyor. Bu konuyu önümüzdeki hafta detaylandıracağım. Takipte kalın.
Yorum Yazın