
Cehennemin Yerel Şubesi
Şiirsel anlatı
Çocukluğundan beri Cabir sigara içerdi. Parası yoktu. Sokaklardan izmarit toplardı.
Onun dünyasında en iyi adam et kombinasının müdürüydü: çünkü sigarayı yarısına kadar içer, sonra yere atardı.
En çok nefret ettiği kişi edebiyat öğretmeniydi: bıyığını sigarayla yakmış, dişlerini çürütmüştü.
Cabir’in bir iyi planı vardı: kışa hazırlık için izmaritleri cam kavanozlarda saklardı. Çünkü karın üstüne düşen izmarit bir daha kullanılamazdı.
Şimdi görüyorum ki fakir ailelerin bütçeleri Cabir’in kavanozları gibi doluyor. Devletin bütçesi de aynı karanlıkta.
Ama serveti yiyen memurların kanlı dişleri her gün biraz daha beyazlıyor. Ve aralarında o et kombinasının müdürü gibi servetin yarısını halka atacak tek bir kişi yok.
O gün Cabir’i gördüm. Bıyığı nikotinle sararmış, dişleri hayatı gibi çürümüştü. “Bu ülke cehennemdir,” dedi. “Cehennemin ateşi sigaramızı yakıyor. Ama bir güzelliği var — kibrite para vermiyoruz.”
Sonra öğrendim: sigara Cabir’in akciğerlerini karın üstüne atılmış izmarit gibi kullanılamaz hale getirmişti. Üşüyerek öldü Cabir — cehennemin yerel şubesinden doğrudan cehenneme gitti. Orada üşümeyecekti. Hep titreyen bedeni nihayet ısınacaktı.
Bu ölüm aile bütçesini bile etkiledi: Sokağa izmarit attığı için kesilen 300 AZN ceza ailesine kaldı. Demek ki cehennemin yerel şubesinde bile bazen iyi şeyler olur.

Yorum Yazın