• Bir Düğmeye Basınca
    • Bir Düğmeye Basınca
      15.12.2025 - 12:35 | Son Güncelleme:15.12.2025 - 12:35
      Mustafa Abdulmalek Al-Sumaidi

      .

      With a Button Press

      Pierce my head
      and you'll find your portrait there,
      hung upon the wall of my brain,
      clutching my consciousness
      within the folds of its frame.

      Each and every word I utter
      is imbued with your luminous face,
      emerging with your flavor,
      your fragrance,
      your color.

      Obsessed with you is my mind.
      Have you shackled it with chains,
      so that none may enter my language,
      but you—the warder?
      You have mastered the art
      of governing my thoughts at will
      until I grow no longer able
      to endure myself.
      Captivated by you
      to the point of devastation,
      of fragmentation,
      perhaps of gradual annihilation.

      Pierce my head.
      There lingers an air
      steeped in the scent of your breath,
      fashioned from imagination,
      from nights' heaving sighs,
      from the panting of long distances,
      from the very first tear of a poem.

      Now, high-enriched like uranium,
      be brave enough:
      take a matchstick,
      explode me all at once.

      I wish to leave behind
      no trace of my own body,
      save the radiation of blaze—
      a lesson left for those
      who journeyed long as I did,
      without a fulfilled meeting,
      for those who come after me,
      lovers so wretched.

      Pierce my head.
      Unburden me of my labyrinth,
      grown colossal with you.
      Please—now… now!
      Explode me
      with a button press,
      with one message.
      Only one message.

      Mustafa Abdulmalek Al-Sumaidi
      Yemen

      Bir Düğmeye Basmakla

      Başımı del
      ve portreni orada bulacaksın,
      beynimin duvarına asılı,
      bilincimi çerçevesinin kıvrımları içinde kavrayan.

      Söylediğim her kelime
      parlak yüzünle dolu,
      senin tadınla,
      kokunla,
      renginle ortaya çıkıyor.

      Zihnim sana takıntılı.
      Onu zincirlerle mi bağladın,
      dilime kimse giremesin diye,
      sadece sen—gardiyan?
      Düşüncelerimi istediğin gibi yönetme sanatında ustalaştın
      ta ki kendime dayanamayacak hale gelene kadar.

      Sana kapıldım
      yıkım noktasına,
      parçalanma noktasına,
      belki de yavaş yavaş yok olma noktasına kadar.

      Başımı del.

      Orada, nefesinizin kokusuyla yoğrulmuş bir hava var;
      hayal gücünden,
      gecelerin hıçkırıklarından,
      uzun mesafelerin nefes nefese kalışından,
      bir şiirin ilk gözyaşından.

      Şimdi, uranyum gibi zenginleştirilmiş,
      cesur ol:
      bir kibrit çöpü al,
      beni bir anda patlat.

      Kendi bedenimden hiçbir iz bırakmak istemiyorum,
      alevlerin radyasyonundan başka—
      benim gibi uzun yolculuk edenler için,
      tamamlanmış bir buluşma olmadan,
      benden sonra gelenler için,
      çok zavallı aşıklar için bırakılmış bir ders.

      Başımı del.
      Seninle devasa hale gelen labirentimden beni kurtar.

      Lütfen—şimdi… şimdi!

      Beni bir düğmeye basarak,
      tek bir mesajla patlat.

      Sadece tek bir mesaj.

      Mustafa Abdulmalek Al-Sumaidi
      Yemen

      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ

      Yorum Yazın

      Yorum yazarak topluluk kurallarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Edebiyat Magazin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.