Maddenin insan hayatına olan etkisi, insanın insana olan etkisinden çok daha fazla artık. Maddeler, insanların ihtiyaçlarını gidermeye yarayan cansız nesnelerdir. Bazen bir yemek, bazen bir miktar para, bazen de bir çiçek olur bu maddeler. İnsanoğlu, hayatta var olan tüm maddelere ulaşabilecek yeteneğe ve bütün maddeleri yönetecek zekaya sahiptir. Fakat insanoğlu, öylesine kendi dışına çıkıp varlığını unutur hale gelmiştir ki, maddelerin bile ona gelmesinde aracı olarak insanı kullanmaktadır.
Maddeler, insan hayatının temel taşlarıdır. İnsanın beslenip varlığını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesi için bu maddeler gereklidir. Günümüzün değişen dünyasında insan, her şey için aracı kullanmaktadır. İnsanın en büyük aracısı da yine insandır. İnsandan daha büyük olan aracı ise paradır.
Modern dünyada insanoğlu, artık üretmeyi bırakıp tüketici olarak yaşamayı benimsemiştir. Tüketici olan insan, her şeyin üstünde bir madde bulmuş, onun da esiri olmuştur. Bu esaret, öyle ayakların prangalara vurulduğu bir hapishane olmayıp, paranın özgür zihinlerdeki esaretidir. İnsanoğlu yaşadıkça paranın esareti bitmeyeceği gibi, insanın insanla olan bağlarını da tamamen kendisine bağlamıştır. Öyle ki, paranın hakimi olması gereken insan, günümüzde paranın kölesi olmuştur. Her şeyi satın alma gücü olan para, artık insanları da satın almaya muktedir olmuştur. Aslında parayla alakası olmayan sevgi, güven, merhamet gibi duyguların da maddi bir değeri olmaya başlamıştır.
İnsanın sevdiğine sevdiğini gösterme şekli, kalpten gelen güzel sözler ya da hissiyatlar yerini satın alınabilir maddelere bırakmıştır. İnsanoğlu, artık hediye edilen şeyin içeriğiyle ilgilenmekten, hediye eden kişinin duygularını görmez olmuştur. Küçük şeylerin büyük kavgaları, büyük şeylerin küçük duyguları oluşmuştur. Çıkar ilişkileri her gün çoğalırken, insana dair her duygu aynı oranda hızla azalmış, tükenmeye yüz tutmuştur. İnsanların insanlara hissettirdiği duygular bile artık maddenin insanın üstünde bıraktığı etkiden ibarettir. Etkisi geçince ortaya çıkan insan mutsuzluğu, huzursuzluğu ise maddelerin insan duygularından beslenen ama asla aynı etkiyi bırakmayan tadıdır.
İnsanoğlu, bu modern dünyanın aldatıcı madde bağımlılıklarından bir an önce kendini kurtarmalı, çıkarların geçici sahte tebessümlerini gerçek insan duygularına yöneltip kahkaha atmayı öğrenmeli ve maddenin de duygunun da gerçek sahibi olan kendine ulaşmalıdır. Sonuç olarak, insanoğlu sevmeyi, sevilmeyi ve insan olmayı aradaki maddeleri çıkararak sadece insanla yaşamalı, gerçek olan her duygunun tadına varıp yeniden insan olduğunu hatırlamalıdır.
Yorum Yazın