Ana Sayfa
  • MENU
  • KÜLTÜR- SANAT
  • Edebiyatın İz Bırakanları
  • GÜNDEM
  • MAGAZİN
  • ŞİİR
  • ÖYKÜLER
  • RÖPORTAJ
  • Yazarlar
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
KÜLTÜR- SANAT
Edebiyatın İz Bırakanları
GÜNDEM
MAGAZİN
ŞİİR
ÖYKÜLER
RÖPORTAJ
Yazarlar
    • BİZİ ELEŞTİREN KİMLERDİR?
      • Makaleler
      • BİZİ ELEŞTİREN KİMLERDİR?
      BİZİ ELEŞTİREN KİMLERDİR?
      01 Ekim 2025 15:55
      Son Güncelleme:01 Ekim 2025 15:55
      Aşk Yazarı Mustafa Çifci
      Paylaş |

      AŞK YAZARI MUSTAFA ÇİFCİ
       
      BİZİ ELEŞTİREN KİMLERDİR?
       

       
      Yıllar önceydi,
      Yıl, Ocak 1996
      İkinci kitabım çıkmıştı,
      O dönem kitabı çıkan yazarın kitabını yayıncı dergilere, gazetelere bir şekilde ulaştırırdı.
      Genelde yeni çıkan kitaplara gazete ve dergi yazarları yazılar yazarlardı. Bu son derece önemliydi.
      Haftalık dergilere göz atarken, bir de ne göreyim!
      Dönemin önde gelen edebiyat ustasından yine dönemin en önemli dergilerinden birinde, kitabım için bir yazı yazılmış.
      Yazılmışta, övgü değil, sert ve olumsuz bir hava verilerek yazılmış.
      Yazan, edebiyatın usta isimlerinden ve tanışmıyorum da.
      Neyse, bir ara adresini buldum.
      Gittim dükkânına!
      Ortada çilingir masası dediklerimizden, bir kaç kişi sohbetteler, keyifler yerinde…
      Hemen çöktüm masaya, adımı söyleyip “bana da bir kadeh verin”, dedim!
      Verdiler hemen.
      “Benim kitabıma eleştiri yazan hanginiz?” dedim.
      “Benim” dedi babacan tavırla ve kendinden emin bir şekilde köşede oturan.
      Birkaç adet kitabı, köşe yazıları, şiirleri vardı. Elbette benden daha iyi bilirdi.
      “Ustam teşekkür ederim” dedim. “Sen ne dersen öyledir.”
      Ve ekledim: “Boşalan bardaklar doldurulsun.”
      Şımarık bir tavır alıp, kitabımın iyi olduğuna dair boş boş çene mi yapacaktım, asla yapmam zaten!
      Sanırım beklemedikleri bir tepki oldu ki, o an başlayan dostluğumuz ustanın vefatına kadar devam etmişti.
      Babacan dediğim, Gerçek Sanat adlı edebiyat dergisinin sahibi ve yönetmeniydi.
      Birçok sayısında, ya bir öyküme, ya da bir şiirime yer vermişti.
      Eleştiri yazısı da İnsancıl dergisinde çıkmıştı..
      Ve ben bu dostluğu saygı göstermekle kazanmıştım.
      Ve bu yüzden kim olursa olsun, saygısız insanları asla sevmem, sevmeyeceğim de…
      *
      Bunları nereden hatırladım!
      Yaklaşık on gün önce birisi beni aradı.
      Gazetede çıkan bir köşe yazımı okuduğunu ve içi yanlışlıkla dolu olduğunu söyleyip konuşmak istediğini söyledi.
      O konuştu, ben dinledim.
      Yazımı açmış okuyordu: “Buranın yüklemi yanlış yerde, öznesi belli değil, bu kelime buraya gitmemiş” gibi sözleri birbiri ardına sıraladı.
      Ve merak edip sordum haliyle;
      Siz öğretmen misiniz hocam?
      Hayır, değilim.
      Yazar, şair misiniz yoksa?
      Hayır.
      Bu durumda kitabınız, yazınız filan da yok.
      Yok, ne olmuş yani! Eleştiriye niye kapalısınız.
      Teşekkür edip konuşmanın sonlanmasını beklemiştim.
      Bir yazar olarak çoğu kez kelimelerle oynar, yerlerini değiştirir, farklı bir tarzda, daha doğrusu bana ait bir yazım tekniğim olduğu için söylediklerine pek itibar vermedim. Yanlış dediği yerlerde vurgu, anlam eksikliği filan da değildi, klavye hatasıydı.  
      *
      Hiçbir yazısı olmayan, bir kitabı bulunmayan, radyolarda program yapmamış olan, TV’lerde canlı yayınlarda şiir okumamış olan birisi yirmi beş kitabı ve yüzlerce köşe yazısı olan birini çok rahatça eleştirebiliyordu.
      Yani beni eleştirebiliyordu.
      Bense teşekkür ediyordum çünkü ne yapabilirdim ki?
      *
      Sonuç olarak:
      Birisi birini eleştiriyorsa genelde kendisinde olmayan, olmasını istediği halde yapamadığı, yapmak içinde kendinde yeterli bilgi, güç, deneyim olmadığı için yapamamış olup da, yapanları eleştiriyor. Bilimsel olarak bu sonuç doğru çıkıyor.
      Ve düşünelim: Biz kimi eleştirdik bu güne kadar…
      Bizi kimler eleştirdi de, biz kendilerine kızdık.
      Oysa çıkarmamız gereken ders neydi?
      Yaşadığımız yaşımız kadar bu yaşamdan neleri doğru öğrenebildik?
      Bilgi sahibi olmadan hangi sözlere kandık?
      Bilgisiz yönümüzle kimlere las söyledik!
      *
      “Psikolojide yansıtma diye bir şey vardır. İnsanlar kendinde sevmediği, kabul etmediği ya da bir zamanlar çok isteyip de yapamadığını bir başkasında gördüklerinde o kişiyi eleştirirler.
       
      [*1][Psikanalizin kurucusu Freud tarafından ileri sürülen yansıtma eylemi; kişinin kendisiyle ilgili olumsuz duygularını başkasına aktarmasını anlatan savunma mekanizmasıdır. İçinde olan süreçlerin sanki dışarıdan gelen bir etki ışığında gerçekleştiğini sanmayla ilişkilendirilmektedir.
      Bu tür insanlar içsel huzursuzluklarını bastırmak için farkında olmadan kullanırlar. Öte yandan Freud’dan çok önce, bu şekilde anılmamış olsa bile, Giambattista Vico gibi düşünürler ve Ludwig Feuerbach gibi filozoflar tarafından tanımlanmış ve Feuerbach tarafından dinin ve din mantığının eleştirisinde kullanılmıştır. 500'lü yıllarda yazılmış olan Babil Talmudu'nda da şöyle geçmektedir:
      “Kendinde olan lekeyi komşunda arayarak onu tahrik etme.”]
      [Aşk Yazarı Mustafa Çifci®-]

      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ

      Yorum Yazın

      Yorumlar

      • Veda Beşgül

        “Çizmeyi aşmak” deyiminin hikayesi geldi aklıma. Siz anladınız beni hocam, saygılarımla.

      Yazarın Diğer Yazıları

      • ATATÜRK DEVLET YÖNETİMİNİ NASIL DEĞİŞTİRDİ?

        28 Ekim 2025
      • TÜRK KADINI

        23 Ekim 2025
      • Şairin Sevgilisi

        09 Ekim 2025
      • Sessizliğin İçinden Okumak

        06 Ekim 2025
      • BİZİ ELEŞTİREN KİMLERDİR?

        01 Ekim 2025
      • SEN BENİ ÖPMÜYORSUN!

        26 Eylül 2025
      • DÜNYANIN İLK AŞK ŞİİRİ

        16 Eylül 2025
      • ZAYIF KARNE

        11 Eylül 2025
      • Eğitimde Notun Hikâyesi: Bir Öğrenciye İlk Kez Kim Not Verdi?

        09 Eylül 2025
      • Bir Çocuğun Kalbine Dokunmak: Öğretmenliğin Sessiz Gücü

        05 Eylül 2025
      • EKMEĞİN ÜZERİNDEKİ ÇİZGİLERİN ANLAMI NEDİR?

        29 Ağustos 2025
      • ÇOCUĞUMLA ARKADAŞ GİBİYİZ YALANI

        25 Ağustos 2025
      • EŞLER BİRBİRİNİ NASIL BESLEMELİ?

        11 Ağustos 2025
      • DOKTOR DÖVÜYORUZ!

        09 Ağustos 2025
      • KÜREKÇİYİ İŞTEN ATTILAR!

        07 Ağustos 2025
      • YASAK AŞK

        29 Temmuz 2025
      • HER ŞEY HIZLA YOK OLUYOR

        28 Temmuz 2025
      • ŞAİRİN SESİ

        22 Temmuz 2025
      • İNSAN AKLI EŞİT Mİ DAĞITILDI?

        17 Temmuz 2025
    • EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
      Haberler
      • Mudanya Mütarekesi’nden Cumhuriyet’e: Bursa’nın Sessiz Zaferi
        Mudanya Mütarekesi’nden Cumhuriyet’e: Bursa’nın Sessiz Zaferi
      • Cumhuriyetin Kadınları: Atatürk’ün En Sessiz Devrimi
        Cumhuriyetin Kadınları: Atatürk’ün En Sessiz Devrimi
      • Cumhuriyet: Zamanın Aynasında Yeniden Doğan Bir Ruh
        Cumhuriyet: Zamanın Aynasında Yeniden Doğan Bir Ruh
      • Gelecek Olan Benim
        Gelecek Olan Benim
      • Uçurumun Eşiğinde
        Uçurumun Eşiğinde
      • Kimsenin İçinde Kötülük Düşünmüyorum
        Kimsenin İçinde Kötülük Düşünmüyorum
      • Hatırın Var
        Hatırın Var
      • Varım de
        Varım de
      • İzmir’de Tasarımın Kalbi “Dirlik”le Atıyor!
        İzmir’de Tasarımın Kalbi “Dirlik”le Atıyor!
      • Elif Şiirler
        Elif Şiirler
      İstanbul nöbetçi eczaneleri
      Bizi takip edin
      • facebook
      • Twitter
      • İnstagram
      • Youtube
      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
  • EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
    • Künye
    • Kvkk Aydınlatma Metni
    • Çerez Politikası
    • Topluluk Kuralları
    • Yazarlar
    • Yazıların Sorumluluğu
    • İletişim ve Sosyal Medya
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
  • facebook
  • Twitter
  • instagram
  • Linkedin
  • Youtube
© 2017 e-magazin.tv Tüm Hakları Saklıdır.
  • Haber Gönder
  • Firma Ekle
  • İlan Ekle
Haber Yazılım