ZEMHERİ AYAZINDA ÇIKAN KARDELEN GİBİ…
Günlerdir esen sonbahar rüzgârları, ağaçlardaki ölü yaprakları alıp, Aralık ayında üşüyen, toprakların üzerine, bir yorgan misali örterken, bu işin içinde bir iş olduğunu sezen kuşlar acı acı ötüşlerle şehri terk edip, bir başka diyara ulaşmak için ufkun sonsuzluğuna uçup gittiler…
Karakış kara gider,
Zemheri kuru gider,
Gücük ayı azdır,
Mart zaten yazdır,
Zemheri demişken; Bence, herkesin hayatında bir zemheri dönemi olmuştur. Peki " zemheri " nedir ? Kime göre zemheri neyi hatırlatır? Baharın dört mevsimden biri olmanın ötesinde anlamları vardır. Kışın yarattığı netameli, kasvetli, eziyetli çileden sonra baharın gelişi özgürlüğe bir kapı aralamaktır. Kış mevsiminin ağırlığı ile insan ruhuna çöken kasvetin gidişi zemheri ile başlar. Zemheri demek kara kış ve çile demektir. Lakin zemheri tam da baharın doğum sancısıdır. Anadolu’da, halk aralık ayına karakış, ocak ayına zemheri der. Kara toprağın beyaz örtüyle kaplanması farklı bir renk ve psikolojik havaya sokar insanı...Zemheri soğukları dediğimize aklıma "Erzurum" ilimiz gelir. Ve sizinle de bu iki kıta şiiri paylaşmak istedim.
Karakış, zemheri sende Erzurum Sevdan çok yücedir bende,
Erzurum Gurbeti bitirdim yüz sürdüm sana
Türküdür her dilde, telde Erzurum,
Savaşta hançeri vurur Erzurum,
On iki Mart günü gurur,
Erzurum Diyar-ı Dadaştır tüm yüreklerde,
Her daim başı dik durur Erzurum…
Kar, en çok doğanın neresine yakışır, diye bir soru sorulsa ben tereddütsüz “dağa” derim. Kar, tabiatın her yerine yakışır ama dağda başka bir görünümü vardır. Çünkü dağın beyaz örtüyle kaplanması sanki güzel bir kızın gelinliği giymesi gibidir, o kadar şık ve güzel görünür dağda kar... Karın yağmasıyla güzel manzaralar gösterilir, kart postallık resimler gibi manzaralar kaplar adeta insanı içine çeker ama o beyaz bir zehirdir aynı zamanda hazırlıklı olmayan insanlar için kar…Ölümü de sessiz ve tatlıdır, soğukta ölecek insanın ilk önce uykusu gelirmiş. Halk arasında derler ya: ” donarak mı ölelim, yanarak mı ? ” Kış mevsimi gelip soğuklar kapıya dayanıp yolları kar kapattığın da,beyaz örtünün yoksul kesimi esir aldığı zaman benim içimi bir tedirginlik kaplar oturduğum ve yattığım yer ne kadar sıcak olursa olsun, içim hiç ısınmaz. Hele bir de büyük kentlerde, evsiz, sokaklarda yatıp kalkan insan manzaraları, televizyon ekranlarında gördükçe, içim bir hoş olur üzülürüm... Taşıma usulüyle eğitim manzaraları ülkenin değişik bölgelerinden gelen görüntüler ve haberler ,yolda kalmış servis arabalarını minik ellerini üfleyerek itmeleri yok mu; insanı insanlığından utandıracak kadar etkiler.
Vatan topraklarımız da diyorki ;
Bizler burada kar, fırtına, ayaz ve buzlarda vakit saati geldiğinde uyandırmak için uyuttuğumuz bedenlerimizi birbirimize yaslarken; Erzurumlu, Karslı, Sarıkamışlı, Diyarbakırlı, Vanlı, Hakkarili, Hasankaleli, Köprüköylü, Edirneli, Sinoplu, Adanalı diye ayırmadık. Vatanlaştırdığımıztoprakların tapusunun hepimiz ortaklarıyız. O halde hiç birinin diğerinden fazlası olmaksızın torunlarımızın hepsi varislerimizdir. Sadece topraklarımızda gözü olan malum çevreler bu toprakların kendilerine ait olduğunu iddia ederek diğerlerine kapıyı göstermektedirler. Eğer içinizde bu ve benzeri iddialar peşinde olanlar varsa, bilin ki onların aidiyetleri onlaradır. Aldanmayın!.. Bizler bu topraklara ruhumuzu giydirirken hiç ad ve nam peşinde değildik, onun için yaratana kul, büyük milletimize ruhları azat köleler olmak için başımızla toprağa kadar eğildik!.. O gün gelecek mutlaka, bütün varların sahibi dondurduğumuz bedenleri yeniden ruhlarımıza giydirecek ve bizi o derin uykudan uyandıracaktır!..”. “Bu vatan toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır Bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir” Bazen de aynı malzemelerle vatan ve millet aşkına yakan kar ayazı soğuklarda sadece bedenlerini donduran o yiğitleri heykelleştirerek, şehit bedenlerinde o ruhun can bulmasını sağlamaktadırlar.
Demekki Sevgili Okurlarım ZEMHERİ ; Kimilerine buz gibi soğuk, kimilerine yoksulluğun acımasız tokadı, kimilerine sımsıcak çocukluk anıları, kimilerine göre de bu ZEMHERİ de Vatanımız, topraklarımız için canlarını vermiş ŞEHİTLERİMİZ aklına gelir...
Yorum Yazın