Ahlakiliğin Önkoşulu Olarak Özgürlük: Felsefi Bir İnceleme
Ahlak, insan davranışlarını değerlendiren ve yönlendiren bir normlar bütünü olarak tarih boyunca felsefenin temel konularından biri olmuştur. Ancak ahlakiliğin mümkün olabilmesi için özgürlüğün önkoşul olduğu fikri, özellikle modern felsefede sıkça tartışılmıştır. Bu makalede, ahlakiliğin özgürlükle olan ilişkisi, özgürlüğün a priori bir kavram olarak ahlaki eylemin temelinde yattığı tezi üzerinden ele alınacaktır. Özgürlüğün, bireyin kendi davranış kurallarını a priori olarak belirlemesiyle ahlakiliğin nasıl mümkün kılındığı, felsefi bir perspektiften incelenecektir.Özgürlük ve Ahlakiliğin Tanımı
Ahlakilik, bireyin eylemlerini iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olarak değerlendiren bir çerçevedir. Ancak bu değerlendirme, bireyin eylemlerinde özgür bir iradeye sahip olmasıyla anlam kazanır. Özgürlük, bireyin kendi kararlarını dışsal bir zorlama olmaksızın verebilmesi, yani kendi a priori ilkelerine dayanarak hareket edebilmesi demektir. Immanuel Kant’ın ahlak felsefesinde, özgürlük, ahlaki eylemin temel koşuludur; çünkü ahlaki bir eylem, bireyin özerk iradesiyle, evrensel ahlak yasalarına uygun olarak gerçekleşir. Kant’a göre, ahlaki bir varlık, kendi aklını kullanarak evrensel bir kuralı özgürce benimseyebilen varlıktır.Zorlama ve Özgürlüğün Zıtlığı
Eğer bir birey, davranışlarını belirleyen kurallara dışsal bir zorlama sonucunda uyuyorsa, bu durumda ahlaki bir eylemden söz edilemez. Zorlama, bireyin özgür iradesini ortadan kaldırır ve eylemi mekanik bir uyum haline getirir. Örneğin, bir kurala korku ya da baskı nedeniyle uymak, o kuralı içselleştirmek anlamına gelmez. Bu tür bir eylem, bireyin kendi a priori ilkelerine dayanmaz; dolayısıyla ahlaki bir değer taşımaz. Özgürlük, bireyin kendi ahlaki kurallarını seçebilmesi ve bu kurallara kendi iradesiyle uymasıdır. Bu bağlamda, ahlakilik, bireyin kendi özerkliğinden doğar.A Priori İlkeler ve Özerklik
A priori, deneyden bağımsız olarak akıl yoluyla bilinen ya da belirlenen ilkeleri ifade eder. Ahlak felsefesinde, a priori ilkeler, bireyin kendi aklıyla oluşturduğu evrensel kurallardır. Örneğin, Kant’ın “kategorik imperatif”i, bireyin eylemlerini evrensel bir yasa olarak genelleştirebileceği bir ilkeye dayanır. Bu ilke, bireyin özgür iradesiyle seçilir ve uygulanır. Eğer bir kural bireye dışarıdan dayatılmışsa ve birey bu kuralı kendi aklıyla içselleştirmemişse, bu kural ahlaki bir temel taşımaz. Özgürlük, bireyin kendi a priori ilkelerini oluşturabilmesinde yatar; bu da ahlakiliğin temel koşuludur.Özgürlüksüz Ahlak Mümkün mü?
Özgürlüğün olmadığı bir durumda ahlakilikten bahsetmek mümkün değildir. Çünkü ahlaki bir eylem, bireyin bilinçli ve özerk bir seçim yapmasını gerektirir. Eğer bir birey, dışsal bir otorite ya da koşullar tarafından belirlenmiş kurallara uymak zorunda kalıyorsa, bu durum ahlaki bir özerklik değil, bir tür itaattir. Özgürlük, bireyin kendi değerlerini ve ilkelerini sorgulayabilmesi, eleştirebilmesi ve kendi iradesiyle kabul edebilmesi anlamına gelir. Bu nedenle, ahlakiliğin temelinde özgürlük yatar.Sonuç
Ahlakilik, bireyin özgür iradesiyle kendi a priori ilkelerini belirlemesiyle mümkün olur. Özgürlük, ahlaki eylemin hem önkoşulu hem de temel taşıdır. Zorlama altında gerçekleştirilen bir eylem, ahlaki bir değer taşımaz; çünkü bu eylem bireyin özerk iradesinden değil, dışsal bir nedenden kaynaklanır. Felsefi açıdan, özgürlük ve ahlakilik birbirinden ayrılamaz bir bütün oluşturur. Kant’ın da belirttiği gibi, ahlaki bir varlık, ancak özgür olduğunda ahlaki olabilir. Bu nedenle, bireyin kendi davranış kurallarını a priori olarak belirlemesi, ahlakiliğin ve özgürlüğün kesişim noktasıdır.
Kaynak Kant, Immanuel. Pratik Aklın Eleştirisi.
Sartre, Jean-Paul. Varlık ve Hiçlik.
Berlin, Isaiah. Özgürlük Üzerine.
Ulus baker özgürlük ve ahlak
Yorum Yazın