Bazı insanlar vardır; hem kalemleriyle hem duruşlarıyla tarihe iz bırakırlar.
Altan Öymen, işte onlardan biriydi.
Hem gazetecilik hem siyaset hayatında hep ilkeli, dürüst ve vicdanlı kaldı.
Bizler onun sadece yazılarını okumadık, fikirlerinden beslendik, onunla yol yürüyen nesiller olduk.
Onu sadece ekranlardan ya da kitaplardan tanımadım.
Siyasi arenada, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir neferi olarak, önceki dönem genel başkanımız sıfatıyla kendisiyle birkaç kez yüz yüze görüştüm.
Her karşılaşmamızda zarafetiyle, bilgi birikimiyle ve sakinliğiyle bana ilham verdi.
İki kez evine de misafir oldum.
Beni büyük bir içtenlikle, nezaketle karşıladı. O anlar, hayatımın en kıymetli anılarından biri olarak hafızamda kaldı.
Yakın bir zamanda, sadece iki hafta önce, tekrar ziyaretine gitmek üzereydim.
Ama o bilindik yoğunluk, telaş…
“Haftaya giderim, daha vakit var,” dedim.
Sonra hastaneye kaldırıldığı haberini aldım.
İçimde bir burukluk, bir keşke…
Keşke bir çay daha içebilseydik, bir sohbet daha edebilseydik.
Altan Öymen, sadece bir gazeteci, bir siyasetçi değil; aynı zamanda bir Cumhuriyet aydınıydı.
Özgür basının, çok sesli demokrasinin, halkın haber alma hakkının yılmaz savunucusuydu.
Her cümlesinde bilgi, her bakışında sorumluluk taşıyan bir insandı.
Ona veda etmek kolay değil.
Ama biliyorum ki onun fikirleri, ilkeleri ve bıraktığı değerli miras yaşamaya devam edecek.
Bu ülke onun gibi kalemleri kolay yetiştirmiyor.
Ve bizler, onun açtığı yolda ilerlemeye devam edeceğiz.
Mekânın cennet olsun Altan Öymen.
Seninle geçirdiğim her an için, öğrettiğin her ş Ben ey için minnettarım.
Sana sözüm olsun: Cumhuriyet’i, halkı ve hakikati savunmaktan asla vazgeçmeyeceğim.
Şengül Yılmaz
Yorum Yazın