• Geçmişin Işığında, Günümüze Aydınlık Olsun
    • Geçmişin Işığında, Günümüze Aydınlık Olsun
      Geçmişin Işığında, Günümüze Aydınlık Olsun
      Adnan Menderes döneminde kurulan Vatan Cephesi, toplumu kutuplaştıran bir araç haline gelirken, halk ozanı Âşık Veysel bu siyasi baskıya karşı şiirle direndi. Tarih, yalnızca anlatılmaz; hakikatin sesi susturulamaz.
      12.07.2025 - 16:29 | Son Güncelleme:12.07.2025 - 16:29
      GÜVEN ALBAYRAK

      1950’li yılların sonlarında Demokrat Parti iktidarı, siyasal gücünü korumak için toplumu ikiye bölen bir hamle yaptı: Vatan Cephesi. Adnan Menderes’in 1958 yılında Manisa’da yaptığı konuşma, bu cepheyi yalnızca bir siyasi tercih değil, bir sadakat testi haline getirdi. Konuşmasında, “Vatan Cephesi’ne katılmayanlar vatan hainidir” diyerek halkı baskı altına aldı.

      O günlerde devlet radyoları her gün yeni katılımcı isimlerini yayınlıyor, yurttaşlar mahalle mahalle fişleniyordu. Toplum bir anda “vatansever” ve “hain” şeklinde ayrıştırıldı. Bu baskıcı uygulamaların dışında kalmak isteyenler ise ya damgalandı ya da cezalandırıldı.

      İşte bu karanlık tabloya karşı çıkanlardan biri de halk ozanı Âşık Veysel’di. Sivas Valisi tarafından Vatan Cephesi’ne katılması yönünde baskı gören Veysel, bu baskıyı kabul etmedi. Cezası ağırdı: Evi dışına çıkması yasaklandı, seyahati engellendi. Ancak Veysel susmadı. Kalemini, sazını ve sesini bu siyasi kutuplaşmanın karşısına dikti.

      Vatan Cephesi’ne karşı yazdığı “Demokrasinin Budur Rejimi” adlı şiir, o günlerin en yalın ve etkili direnişlerinden biri oldu. Veysel bu şiirinde, devletin malı olan radyonun tarafsızlığını yitirmesinden, yargının bağımsızlığına yapılan müdahaleye, cephenin halk iradesine zarar veren niteliğine kadar pek çok noktaya eleştirel bir bakış sundu. “Menderes yok, memleket var bu yolda” dizesi, kişilere değil ilkelere bağlı bir vatanseverliğin altını çizdi.

      Bugün hâlâ aynı sorular güncelliğini koruyor:
      Devlet, vatandaşı ayrıştırmak için mi var, birleştirmek için mi?
      Basın ve yayın kimin sesi olmalı?
      Halk sanatçısı, düzenin maşası mı olmalı, vicdanın sesi mi?

      Geçmişin ışığında bugünleri sorgulamak, aynı hataların yeniden üretilmesini engellemek adına büyük önem taşıyor. Âşık Veysel’in örnek duruşu, politik baskı karşısında sanatın ve vicdanın nasıl bir siper olabileceğini gösteriyor. O nedenle bu topraklarda söz hâlâ geçerli:

      “Demokrasi, milletin iradesidir; susmak değil, konuşmaktır.”

      Orijinal Hali (Âşık Veysel’in Yazdığı Şiir)

      Kaynak: karadenizekspres.com/asik-veysel-ve-adnan-menderes

      Demokrasinin Budur Rejimi

      Demokrasinin budur rejimi
      Vatan milletindir kim kovar kimi
      Sıkma savcıları kovma hâkimi
      Şekavet yok adalet var bu yolda

      Topkapı’da Kayseri’de Uşak’ta
      Kimin hakkı vardır bu sefil halkta
      Parmaklar oynuyor türlü nifakta
      Selamet yok felaket var bu yolda

      Radyo denilen milletin malı
      Neşriyatlar tarafsızca olmalı
      Hâkimiyet milletindir bilmeli
      Esaret yok hep millet var bu yolda

      Manasız mantıksız Vatan Cephesi
      Vatan milletindir bu neyin nesi
      Maksat Menderes’in seçim dalgası
      Menderes yok memleket var bu yolda

      Milletsiz bir devlet olmaz olamaz
      Eğri bakan aradığını bulamaz
      Hiçbir parti ebediyen kalamaz
      Şikayet yok nihayet var bu yolda

      Veysel söyler ama duyulmaz sesi
      Doğru diyene diyorlar “asi”
      Böyle değildi bu demokrasi
      Tahkikat yok hürriyet var bu yolda

      2. Modern Yorum (Yeniden Yazım – Günümüz İçin)

      Başlık: Halkın Yolu

      Demokrasi diyorsan milletin sesi
      Korkutmayla kurulmaz halk meclisi
      Savcıyı, hâkimi al elinden mi?
      Hukuksuzluk değil, adalet var yolda

      Bir zamanlar adlar okundu radyoda
      Kim yoksa listede, suçlu o anda
      Parmakla gösteren, vicdandan yana
      Bölünme değil, birlik var bu yolda

      Radyo halkındır, mikrofon özgür
      Gerçek susmaz, sözle gelir ömür
      Kime hizmet bu garip vatan gürültüsü?
      Kişi değil, ilke var bu yolda

      Cepheni kurmuşsun, vatan bahaneyle
      Ayrıştırıyorsun milleti çare diye
      Bu gidişin sonu hep aynı: hüsran
      İktidar geçer, halk kalır bu yolda

      Düşünen, soran “asi” sayılıyor
      Veysel gibi olan hapse atılıyor
      Ama türkü hâlâ meydan okuyor
      Baskı değil, özgürlük var bu yolda

      Bu yeniden yazımda, şiirin yapısına ve söyleyiş ritmine sadık kalınarak, bugünün toplumsal ve siyasal atmosferine ışık tutacak şekilde dönüştürülmüş bir biçim kullandım. Amaç, Âşık Veysel’in taşıdığı halk vicdanını günümüz diline, genç kuşağın anlayışına da hitap edecek şekilde aktarmaktır.

      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ

      Yorum Yazın

      Yorum yazarak topluluk kurallarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Edebiyat Magazin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

    • SüperLig Puan Durumu
      TakımOAP
        O A P
      1.HESAP.COM ANTALYASPOR 0 0 0
      2.BEŞİKTAŞ A.Ş. 0 0 0
      3.CORENDON ALANYASPOR 0 0 0
      4.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 0 0 0
      5.FATİH KARAGÜMRÜK A.Ş. 0 0 0
      6.FENERBAHÇE A.Ş. 0 0 0
      7.GALATASARAY A.Ş. 0 0 0
      8.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 0 0 0
      9.GENÇLERBİRLİĞİ 0 0 0
      10.GÖZTEPE A.Ş. 0 0 0
      11.İKAS EYÜPSPOR 0 0 0
      12.KASIMPAŞA A.Ş. 0 0 0
      13.KAYSERİSPOR FUTBOL A.Ş. 0 0 0
      14.KOCAELİSPOR 0 0 0
      15.KONYASPOR 0 0 0
      16.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 0 0 0
      17.SAMSUNSPOR A.Ş. 0 0 0
      18.TRABZONSPOR A.Ş. 0 0 0
      İstanbul nöbetçi eczaneleri