Bekir Fidan
Köşe Yazarı
Bekir Fidan
 

Kaybolmaya yüz tutan bağımız Libya,

  Tarihi ismi ile Trablusgarp, bilinen adıyla Libya , Akdeniz kıyısında, doğuda Mısır, batıda Cezayir ve Tunus, güneyinde Nijer ve Çad, güneydoğuda Sudan ile komşu olan bir Batı İslam Dünyası ve Kuzey Afrika ülkesidir. 1551 yılında Turgut Reis tarafından fethedilmiş, 1611 yılında yarı bağımsız dayılık sisteminde yönetilmiştir.Dayılık sistemini kuran yeniçerilerin izleri bugün Libya’nin her yerinde rastlanılmaktadır. Ülke Trablusgarp Bölgesi, Fizan ve Barka olmak üzere üç tarihi bölgeden oluşur. Trablus’tan Barka ( Bingazi, Tobruk,Derne ) kadar uzanan sahil şeridi oldukça muhteşem cazibeziyle yabancıların iştahını kabartmaktadır. Fizan’ın önemi çöl ticaret yollarının Akdeniz’e açılması idi bu nedenle Osmanlı için önemli bir yoldu. Başkent Trablus, Yunancadan gelen ismi Tripoli ( Tripolis üç sehir anlamına gelir) tarihin izlerini taşımaktadır. Osmanlı döneminde Cezayir, Tunus, Trablusgarp eyaletlerine gönderilen Kuloğlu türkleri yeniçerilerin ailelerini temsil ediyor. Özellikle o dönemde dayılık sisteminin de etkisiyle kurulan önemli aşiretlerden gelen, 100 binin üzerinde olan bu aileler, bugün de üst düzeydeki kurumlarda karşımıza çıkarak, Türklüğün gücünü göstermektedir. Maalesef Abdülhamit döneminde donanmanın zayi edilmesi ile Afrika’dan çekilme süreci başlamış ve bu eyalet İtalya’ya bırakılmıştır. Ülkede bir taraftan Osmanlı yapıtlarını görürken, diğer taraftan İtalyan’ların Palladian tarzı soğuk mimarilerini de görmek mümkündür. Trablusgarp bugünkü adıyla Libya’da dolaştığınız zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün ne kadar büyük bir asker olduğunu her adımda tüyleriniz ürpererek hissedebilirsiniz. Hatta Mısır’a yakın Derne’de sol gözünde kalıcı bir hasar kalmıştır. 2011 yılına kadar Türk müteaahhitleri oldukça büyük projeler gerçekleştirdi. Nerdeyse yıllık cari açığımızın gelen dövizle büyük bir kısmını kapatabiliyorduk. Ancak Kaddafi’nin kendisi ile ilgili olmasa da, yanındaki kadronun suistimalleri, diğer taraftan emperyalsit ülkelerin tuzakları nedeni ile gücünü kaybetti. Kaddafi halkının arkasında olan, her aileye çok düşük taksitlerle, faizsiz ev, üniversite eğitimini yapan kişilere yurt dışı burs verecek kadar halkını düşünen bir liderdi. Kredi kartı ve sömürücü bankacılık sistemine karşı durdu. Ülkede benzin neredeyse sudan ucuzdu. Türkiye’nin önemli hatası 2011 Şubat dönemine kadar olan süreci idare edememek ve yalnız bırakmakta oldu. Her ne kadar 2011’den sonraki süreçte etkili olsa da ekonomik açıdan yararı omadı. O dönemde şirketimizin devam etmekte olduğumuz yaklaşık 1 milyar dolarlık projeleri vardı. Bunlardan biri de Bingazi’de Akdeniz’in en büyük tatil köyü projesi idi. Projeye başlama sürecinde ayaklanma olacağı bilgisi geldi. Şirket merkezine gittiğimizde yaklaşık 2 hafta içinde Mısır sınırından giren paralı askerlerin de kışkırtması ile diğer Türk müteahhitlerinin de bütün emekleri çöpe gitti. Ülkede hangi aşiret güçlü ise yönetimi o ele geçirdi. Öyle ki kent merkezi ellerinde kalaşinkof ile devriye gezen sivillerle doluydu. Yabancı ajanların cirit attığı bir arena haline geldi.El Cezire televizyonları da dahil, yalan haber yaparak soğuk savaşın ne demek olduğunu gösterdi. Tripoli’deki havalimanının da güçlü bir aşiret tarafından ele geçirilmesi nedeni ile yaklaşık 6 saatlik başka bir havalimanına gidip gelirken yolda savaşın ne kadar gereksiz olduğunu, yanmış ağaçlar, imha edilmiş tank yığınlarından görebildik. Bizim müteşebbis müteahhitlerimizin çoğu da, işin başında, sadece mühendislik kabiliyetlerine güvenip işin mali riskini de göz önüne almadıkları için hak edişlerin büyük kısmı alamadı. Geride kalan milyarlarca liralık iş makinaları ve tesisler de yağma edildi. Ayaklanmadan sonra kurulan hükümetler kalite komisyonları kurarak hak edişleri ödeyecekleri tahhütü verseler de, devamlı hükümet kurulup başa dönülmesi nedeni ile boşuna uğraşmış olduk. süreç uzadı ve olan çalışanlara oldu, çoğu mağdur durumda kaldı. Hükümete yakın yandaş firmalar el altından off shore hesaplarını da kullanarak alacaklarını tahsil etti. Bunlardan çoğu Panama Leaks firma listedinde de var. Daha önce başarılı Türk müteahhitlerinin çalışma yeri olan Libya’da maalesef hükümete yakın belli başlı firmaların dışında, yabancı firmaların hüküm sürdüğü arena haline gelmiş ve Türk firmalar ikinci plana itilmiştir. Türkiye ülke içindeki kendi varlıklarını yabancılara peşkeş çektiği gibi, yurt dışında cari açığının büyük kısmını kapattığı projeleri de Büyük Ortadoğu Projesi adı altında emperyalist ülkelere devretmiştir. Libya bizim için gerçek dostlarımızın yer aldığı , Türk soyundan gelen, Kuloğlu türklerinin yaşadığı , Atatürk’ün bir parçasını bırakıp bize emanet ettiği vazgeçilemeyecek ve emperyalistlere bırakılamayacak kadar değerli olan parçamızdır. Bundan sonraki süreçte tarihi bağlarımız olan Libya’da sular durulduğu için ekonomik ve siyasi olarak etkin olmamız şarttır.          
Ekleme Tarihi: 20 Mart 2024 - Çarşamba

Kaybolmaya yüz tutan bağımız Libya,

 

Tarihi ismi ile Trablusgarp, bilinen adıyla Libya , Akdeniz kıyısında, doğuda Mısır, batıda Cezayir ve Tunus, güneyinde Nijer ve Çad, güneydoğuda Sudan ile komşu olan bir Batı İslam Dünyası ve Kuzey Afrika ülkesidir.

1551 yılında Turgut Reis tarafından fethedilmiş, 1611 yılında yarı bağımsız dayılık sisteminde yönetilmiştir.Dayılık sistemini kuran yeniçerilerin izleri bugün Libya’nin her yerinde rastlanılmaktadır.

Ülke Trablusgarp Bölgesi, Fizan ve Barka olmak üzere üç tarihi bölgeden oluşur. Trablus’tan Barka ( Bingazi, Tobruk,Derne ) kadar uzanan sahil şeridi oldukça muhteşem cazibeziyle yabancıların iştahını kabartmaktadır. Fizan’ın önemi çöl ticaret yollarının Akdeniz’e açılması idi bu nedenle Osmanlı için önemli bir yoldu.

Başkent Trablus, Yunancadan gelen ismi Tripoli ( Tripolis üç sehir anlamına gelir) tarihin izlerini taşımaktadır.

Osmanlı döneminde Cezayir, Tunus, Trablusgarp eyaletlerine gönderilen Kuloğlu türkleri yeniçerilerin ailelerini temsil ediyor.

Özellikle o dönemde dayılık sisteminin de etkisiyle kurulan önemli aşiretlerden gelen, 100 binin üzerinde olan bu aileler, bugün de üst düzeydeki kurumlarda karşımıza çıkarak, Türklüğün gücünü göstermektedir.

Maalesef Abdülhamit döneminde donanmanın zayi edilmesi ile Afrika’dan çekilme süreci başlamış ve bu eyalet İtalya’ya bırakılmıştır.

Ülkede bir taraftan Osmanlı yapıtlarını görürken, diğer taraftan İtalyan’ların Palladian tarzı soğuk mimarilerini de görmek mümkündür.

Trablusgarp bugünkü adıyla Libya’da dolaştığınız zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün ne kadar büyük bir asker olduğunu her adımda tüyleriniz ürpererek hissedebilirsiniz. Hatta Mısır’a yakın Derne’de sol gözünde kalıcı bir hasar kalmıştır.

2011 yılına kadar Türk müteaahhitleri oldukça büyük projeler gerçekleştirdi. Nerdeyse yıllık cari açığımızın gelen dövizle büyük bir kısmını kapatabiliyorduk.

Ancak Kaddafi’nin kendisi ile ilgili olmasa da, yanındaki kadronun suistimalleri, diğer taraftan emperyalsit ülkelerin tuzakları nedeni ile gücünü kaybetti.

Kaddafi halkının arkasında olan, her aileye çok düşük taksitlerle, faizsiz ev, üniversite eğitimini yapan kişilere yurt dışı burs verecek kadar halkını düşünen bir liderdi. Kredi kartı ve sömürücü bankacılık sistemine karşı durdu.

Ülkede benzin neredeyse sudan ucuzdu.

Türkiye’nin önemli hatası 2011 Şubat dönemine kadar olan süreci idare edememek ve yalnız bırakmakta oldu. Her ne kadar 2011’den sonraki süreçte etkili olsa da ekonomik açıdan yararı omadı.

O dönemde şirketimizin devam etmekte olduğumuz yaklaşık 1 milyar dolarlık projeleri vardı. Bunlardan biri de Bingazi’de Akdeniz’in en büyük tatil köyü projesi idi. Projeye başlama sürecinde ayaklanma olacağı bilgisi geldi. Şirket merkezine gittiğimizde yaklaşık 2 hafta içinde Mısır sınırından giren paralı askerlerin de kışkırtması ile diğer Türk müteahhitlerinin de bütün emekleri çöpe gitti.

Ülkede hangi aşiret güçlü ise yönetimi o ele geçirdi. Öyle ki kent merkezi ellerinde kalaşinkof ile devriye gezen sivillerle doluydu.

Yabancı ajanların cirit attığı bir arena haline geldi.El Cezire televizyonları da dahil, yalan haber yaparak soğuk savaşın ne demek olduğunu gösterdi.

Tripoli’deki havalimanının da güçlü bir aşiret tarafından ele geçirilmesi nedeni ile yaklaşık 6 saatlik başka bir havalimanına gidip gelirken yolda savaşın ne kadar gereksiz olduğunu, yanmış ağaçlar, imha edilmiş tank yığınlarından görebildik.

Bizim müteşebbis müteahhitlerimizin çoğu da, işin başında, sadece mühendislik kabiliyetlerine güvenip işin mali riskini de göz önüne almadıkları için hak edişlerin büyük kısmı alamadı. Geride kalan milyarlarca liralık iş makinaları ve tesisler de yağma edildi.

Ayaklanmadan sonra kurulan hükümetler kalite komisyonları kurarak hak edişleri ödeyecekleri tahhütü verseler de, devamlı hükümet kurulup başa dönülmesi nedeni ile boşuna uğraşmış olduk. süreç uzadı ve olan çalışanlara oldu, çoğu mağdur durumda kaldı.

Hükümete yakın yandaş firmalar el altından off shore hesaplarını da kullanarak alacaklarını tahsil etti. Bunlardan çoğu Panama Leaks firma listedinde de var.

Daha önce başarılı Türk müteahhitlerinin çalışma yeri olan Libya’da maalesef hükümete yakın belli başlı firmaların dışında, yabancı firmaların hüküm sürdüğü arena haline gelmiş ve Türk firmalar ikinci plana itilmiştir.

Türkiye ülke içindeki kendi varlıklarını yabancılara peşkeş çektiği gibi, yurt dışında cari açığının büyük kısmını kapattığı projeleri de Büyük Ortadoğu Projesi adı altında emperyalist ülkelere devretmiştir.

Libya bizim için gerçek dostlarımızın yer aldığı , Türk soyundan gelen, Kuloğlu türklerinin yaşadığı , Atatürk’ün bir parçasını bırakıp bize emanet ettiği vazgeçilemeyecek ve emperyalistlere bırakılamayacak kadar değerli olan parçamızdır.

Bundan sonraki süreçte tarihi bağlarımız olan Libya’da sular durulduğu için ekonomik ve siyasi olarak etkin olmamız şarttır.

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve e-magazin.tv sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.