Hatay’ın yaraları hâlâ taze. 6 Şubat depreminin ardından yeniden ayağa kalkmaya çalışan Samandağ halkı, TOKİ inşaatlarında çalışan bazı işçilerin neden olduğu güvenlik ve toplumsal huzur sorunlarıyla mücadele ediyor. Son günlerde yaşanan bıçaklı kavgalar, sözlü taciz iddiaları ve sahil kesimindeki provokatif söylemler, halkın sabrını taşırdı. Ancak en büyük kırgınlık, yetkililerin sessizliği.

“Şehir Yağmalanıyor, Kimse Hesap Sormuyor”

Samandağlılar, TOKİ şantiyelerinde çalışan bazı kişilerin sabıkalı geçmişe sahip olduğunu, denetim eksikliği nedeniyle yaşam alanlarının tehdit altında olduğunu dile getiriyor. Özellikle kadınlara yönelik sözlü taciz ve sahil kesiminde yaşanan rahatsız edici davranışlar, toplumsal huzuru zedeliyor. Yerel halk, “Kadın mayoyla gezemez” gibi gerici söylemlerle provoke edilmekten bıktı. Bu söylemler, sadece bireysel değil, sistematik bir sorunun parçası olarak görülüyor.

Bıçaklı Saldırılar ve Artan Endişe

Yeşilköy Mahallesi’nde yaşanan bıçaklı kavga sonucu bir gencin hayatını kaybetmesi ve son olarak 8 Ağustos’ta bir vatandaşın dört yerinden bıçaklanması, gerginliğin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını gösteriyor. Belediye Başkanı Emrah Karaçay’ın olay yerine gelerek halkı sakinleştirmeye çalışması takdirle karşılandı, ancak halk daha fazlasını bekliyor: Kalıcı çözüm ve devletin varlığını hissettiren adımlar.

Yetkililere Açık Çağrı: Hatay Halkının Sesini Duyun

Valilikten, milletvekillerinden ve ilgili kurumlardan hâlâ resmi bir açıklama gelmedi. Samandağlılar, “Yetkililer sanki şehri terk etmiş, kaos çıkınca ortaya çıkıyorlar” diyerek tepkilerini dile getiriyor. DEM Parti’nin bölgeye heyet göndereceği belirtilse de, halk çözümün sadece siyasi vitrinle değil, sahada aktif denetimle mümkün olacağına inanıyor.

Bir Gazete Olarak Hatay Halkının Yanındayız

Bizler, bu gazetenin kalemleri olarak Hatay halkının yanında olduğumuzu ilan ediyoruz. Deprem sonrası yaşanan travmanın üzerine eklenen bu toplumsal gerginlik, görmezden gelinemez. TOKİ inşaatlarında çalışan işçilerin haklarını savunmak kadar, yerel halkın güvenliğini ve yaşam hakkını korumak da devletin görevidir. Her iki tarafın itidalli olması, ancak adaletin ve denetimin sağlanmasıyla mümkündür.

Samandağ’ın Sesi Susturulamaz

Bu topraklar, acının içinden yeniden doğmaya çalışan insanların umudunu taşıyor. Tarihi ve çevresel dokunun korunması, kadınların özgürce yaşaması, çocukların güvenle büyümesi için yetkililere çağrımız net: Samandağ’ın sesini duyun. Depremzedelerin hayatını daha fazla zindana çevirmeyin. Denetim sağlayın, adalet tesis edin, halkın yanında olun.