Gericilik Bilimin Önündeki Duvar: İstanbul Rasathanesi Olayı

KÜLTÜR- SANAT 27.10.2023 - 14:27, Güncelleme: 27.10.2023 - 14:34 1542+ kez okundu.
 

Gericilik Bilimin Önündeki Duvar: İstanbul Rasathanesi Olayı

Bu makale, Takiyüddin'in ve İstanbul Rasathanesi'nin hikayesini anlatıyor. Bu hikaye, bilim ve gericilik arasındaki çatışmanın dramatik bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Rasathane, birçok olumlu katkı sunmasına rağmen, bilimin ve akılın önünde engeller yaratan gericiliğin zaferini de simgeliyor.
İnsanlık tarihi boyunca gökyüzü ve gökbilim, insanların en büyük merak konularından biri olmuştur. Gökbilim, astronomi olarak da bilinir, gökyüzünü inceleyen ve evrenin gizemlerini anlamaya çalışan bir bilim dalıdır. 16. yüzyılda, Türk bilim tarihinin önemli bir dönüm noktası olan İstanbul Rasathanesi'nin kurulması, bu alandaki bilimsel ilerlemeye büyük bir katkı yapacak gibi görünüyordu. Ancak, ne yazık ki bu rasathane kısa bir ömre sahipti ve bilimin önünde engeller oluşturan gericiliğin zaferini simgeliyordu. Rasathane, 1575 yılının 19 Eylül'ünde dönemin büyük gökbilimcisi bilgin Takiyüddin tarafından kurulmaya başlandı. Bu önemli girişim, Müslüman coğrafyasının birçok kentinde kurulan gözlemevleri ve bilimsel çalışmaların ardından geldi. Takiyüddin, Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk rasathanenin kurucusu oldu ve bilimsel eğitim alarak astronomiye ilgi duyan bir bilim insanıydı.   Ancak o döneme kadar Türkiye'de rasathane adına bir şey bulunmuyor, gökbilimi adı ve rasat hesapları eski zîclerden gelen kitapların sayfalarında saklanıyordu. Takiyüddin, rasat hesaplarının doğruluğunu sorguladı ve Uluğ Bey'in zîciyle ilgili yeni hesaplar yapılması gerektiğini padişaha bildirdi. Bu, rasathanenin temelini atmalarına neden oldu.   Padişah III. Murad, Takiyüddin'i rasathane kurma göreviyle görevlendirdi ve kısa sürede rasathane donatıldı. Takiyüddin, gök cisimleri ile ilgili önemli gözlemler yaptı, gözlem aletlerini geliştirdi ve güneş ölçümlerinde doğru sonuçlara ulaştı.   Ancak, rasathanenin kısa ömrü boyunca dinsel gericilik ve bilime düşmanlık büyüdü. Veba salgını, deprem gibi doğal felaketler ve İran Seferinin beklenen sonucu vermeyişi, rasathaneyi ve bilimi sorumlu tutan bir yanlış inanç oluşturdu. Halk arasında, Takiyüddin' in gözlem aletlerinin meleklerin bacaklarına ve avret yerlerine baktığı gibi saçma iddialar yayıldı.   Şeyhülislam'ın fetvası ve sarayın desteğiyle III. Murad, rasathanenin yıkılmasını emretti. Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa, Takiyüddin' in rasathanesini denizden hedef alarak bir gecede yerle bir etti. Rasathane yıkıldıktan sonra, Takiyüddin bilimsel çalışmalarını tek başına sürdürdü, ancak bu olay, Türk topraklarında bilime karşı gericiliğin ilk zaferi olarak hatırlanır. Doğu, Rönesans'ın doğmasıyla bilimsel düşünceyi Batı'ya bırakırken, Takiyüddin, Johannes Kepler ve Galileo Galilei gibi büyük bilim insanlarından önce gökyüzünü incelemeye başlamıştı. Ancak din adamlarının gücü ve gericiliğin etkisi, bilimsel ilerlemeyi engelledi.   Bugün bile, bilimsel gerçeklerin sıklıkla dinsel inançlarla çatıştığına tanık olmaktayız. Bu tür gericilik, bilimin ilerlemesine engel olurken, aklın ve bilimin bu topraklara neden uzak olduğunu gösteriyor. Ancak, bilim, bilgi ve aklın özgürlüğünü savunarak ve genişleterek, gericiliğin etki alanını geriletme gücüne sahibiz. Geçmişte yaşanan İstanbul Rasathanesi olayı, bilimin ve aklın önündeki engellerin nasıl aşılabileceğini gösteren bir örnek olabilir. Sonuç olarak, İstanbul Rasathanesi'nin kısa ömrü ve Takiyüddin'in bilimsel çabalarının sona erişi, gericiliğin bilim ve akıl üzerindeki etkisini gösteren bir trajedi olarak tarihe geçmiştir. Bu olay, bilim ve gericilik arasındaki çatışmanın bir örneği olarak dikkat çekerken, aynı zamanda bilimin ne kadar kıymetli ve savunulması gereken bir değer olduğunu hatırlatır.   Takiyüddin'in rasathanesi, gökyüzüne olan merakın ve bilimin ilerlemesinin önemini vurgulayan bir dönüm noktasıdır. Ancak din adamlarının ve gericiliğin etkisiyle yıkılan bu rasathane, bilimin ve aklın önündeki engellerin ne kadar güçlü olabileceğini gösterir. Bugün bile bilim ve inanç arasındaki çatışma devam etmektedir. Ancak bilim, akıl ve bilgi, gericiliğin etki alanını geriletme ve insanlığın daha aydınlık bir geleceğe ilerlemesine yardımcı olma gücüne sahiptir. Tarihte yaşanan bu olay, bilimsel ilerlemenin ve aklın savunucularının mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmaktadır.   Bilim ve akıl, insanlığın yolunu aydınlatmaya devam etmelidir. Gericilik ve bilim arasındaki çatışmada, bilim her zaman üstün gelmelidir. Gelecekte, bilimin ve aklın zaferleri, insanlığın daha aydınlık ve ileri bir dünyaya doğru ilerlemesine katkıda bulunmalıdır. Konuyla ilgili yayınlar Miroğlu, İsmet (Ekim 1972). "İstanbul Rasathanesine âit belgeler" (PDF). Tarih Enstitüsü Dergisi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi (3): 75-85. Mordtmann, Johannes Heinrich (Haziran 2009). Pulathaneli, Cem tarafından çevrildi. "Takiyüddin'in Pera'daki gözlemevi". Osmanlı Bilimi Araştırmaları. 10 (2): 115-129. 17 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2021. Sayılı, Aydın (1966). "Alâuddin Mansur'un İstanbul Rasathanesi hakkındaki şiirleri". Belleten. 20 (79): 411-428. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2021.    
Bu makale, Takiyüddin'in ve İstanbul Rasathanesi'nin hikayesini anlatıyor. Bu hikaye, bilim ve gericilik arasındaki çatışmanın dramatik bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Rasathane, birçok olumlu katkı sunmasına rağmen, bilimin ve akılın önünde engeller yaratan gericiliğin zaferini de simgeliyor.

İnsanlık tarihi boyunca gökyüzü ve gökbilim, insanların en büyük merak konularından biri olmuştur. Gökbilim, astronomi olarak da bilinir, gökyüzünü inceleyen ve evrenin gizemlerini anlamaya çalışan bir bilim dalıdır. 16. yüzyılda, Türk bilim tarihinin önemli bir dönüm noktası olan İstanbul Rasathanesi'nin kurulması, bu alandaki bilimsel ilerlemeye büyük bir katkı yapacak gibi görünüyordu. Ancak, ne yazık ki bu rasathane kısa bir ömre sahipti ve bilimin önünde engeller oluşturan gericiliğin zaferini simgeliyordu.

Rasathane, 1575 yılının 19 Eylül'ünde dönemin büyük gökbilimcisi bilgin Takiyüddin tarafından kurulmaya başlandı. Bu önemli girişim, Müslüman coğrafyasının birçok kentinde kurulan gözlemevleri ve bilimsel çalışmaların ardından geldi. Takiyüddin, Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk rasathanenin kurucusu oldu ve bilimsel eğitim alarak astronomiye ilgi duyan bir bilim insanıydı.

 

Ancak o döneme kadar Türkiye'de rasathane adına bir şey bulunmuyor, gökbilimi adı ve rasat hesapları eski zîclerden gelen kitapların sayfalarında saklanıyordu. Takiyüddin, rasat hesaplarının doğruluğunu sorguladı ve Uluğ Bey'in zîciyle ilgili yeni hesaplar yapılması gerektiğini padişaha bildirdi. Bu, rasathanenin temelini atmalarına neden oldu.

 

Padişah III. Murad, Takiyüddin'i rasathane kurma göreviyle görevlendirdi ve kısa sürede rasathane donatıldı. Takiyüddin, gök cisimleri ile ilgili önemli gözlemler yaptı, gözlem aletlerini geliştirdi ve güneş ölçümlerinde doğru sonuçlara ulaştı.

 

Ancak, rasathanenin kısa ömrü boyunca dinsel gericilik ve bilime düşmanlık büyüdü. Veba salgını, deprem gibi doğal felaketler ve İran Seferinin beklenen sonucu vermeyişi, rasathaneyi ve bilimi sorumlu tutan bir yanlış inanç oluşturdu. Halk arasında, Takiyüddin' in gözlem aletlerinin meleklerin bacaklarına ve avret yerlerine baktığı gibi saçma iddialar yayıldı.

 

Şeyhülislam'ın fetvası ve sarayın desteğiyle III. Murad, rasathanenin yıkılmasını emretti. Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa, Takiyüddin' in rasathanesini denizden hedef alarak bir gecede yerle bir etti.

Rasathane yıkıldıktan sonra, Takiyüddin bilimsel çalışmalarını tek başına sürdürdü, ancak bu olay, Türk topraklarında bilime karşı gericiliğin ilk zaferi olarak hatırlanır. Doğu, Rönesans'ın doğmasıyla bilimsel düşünceyi Batı'ya bırakırken, Takiyüddin, Johannes Kepler ve Galileo Galilei gibi büyük bilim insanlarından önce gökyüzünü incelemeye başlamıştı. Ancak din adamlarının gücü ve gericiliğin etkisi, bilimsel ilerlemeyi engelledi.

 

Bugün bile, bilimsel gerçeklerin sıklıkla dinsel inançlarla çatıştığına tanık olmaktayız. Bu tür gericilik, bilimin ilerlemesine engel olurken, aklın ve bilimin bu topraklara neden uzak olduğunu gösteriyor. Ancak, bilim, bilgi ve aklın özgürlüğünü savunarak ve genişleterek, gericiliğin etki alanını geriletme gücüne sahibiz. Geçmişte yaşanan İstanbul Rasathanesi olayı, bilimin ve aklın önündeki engellerin nasıl aşılabileceğini gösteren bir örnek olabilir.

Sonuç olarak, İstanbul Rasathanesi'nin kısa ömrü ve Takiyüddin'in bilimsel çabalarının sona erişi, gericiliğin bilim ve akıl üzerindeki etkisini gösteren bir trajedi olarak tarihe geçmiştir. Bu olay, bilim ve gericilik arasındaki çatışmanın bir örneği olarak dikkat çekerken, aynı zamanda bilimin ne kadar kıymetli ve savunulması gereken bir değer olduğunu hatırlatır.

 

Takiyüddin'in rasathanesi, gökyüzüne olan merakın ve bilimin ilerlemesinin önemini vurgulayan bir dönüm noktasıdır. Ancak din adamlarının ve gericiliğin etkisiyle yıkılan bu rasathane, bilimin ve aklın önündeki engellerin ne kadar güçlü olabileceğini gösterir.

Bugün bile bilim ve inanç arasındaki çatışma devam etmektedir. Ancak bilim, akıl ve bilgi, gericiliğin etki alanını geriletme ve insanlığın daha aydınlık bir geleceğe ilerlemesine yardımcı olma gücüne sahiptir. Tarihte yaşanan bu olay, bilimsel ilerlemenin ve aklın savunucularının mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmaktadır.

 

Bilim ve akıl, insanlığın yolunu aydınlatmaya devam etmelidir. Gericilik ve bilim arasındaki çatışmada, bilim her zaman üstün gelmelidir. Gelecekte, bilimin ve aklın zaferleri, insanlığın daha aydınlık ve ileri bir dünyaya doğru ilerlemesine katkıda bulunmalıdır.

Konuyla ilgili yayınlar

Miroğlu, İsmet (Ekim 1972). "İstanbul Rasathanesine âit belgeler" (PDF). Tarih Enstitüsü Dergisi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi (3): 75-85.

Mordtmann, Johannes Heinrich (Haziran 2009). Pulathaneli, Cem tarafından çevrildi. "Takiyüddin'in Pera'daki gözlemevi". Osmanlı Bilimi Araştırmaları. 10 (2): 115-129. 17 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2021.

Sayılı, Aydın (1966). "Alâuddin Mansur'un İstanbul Rasathanesi hakkındaki şiirleri". Belleten. 20 (79): 411-428. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2021.

 

 

İstanbul HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve e-magazin.tv sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.