Yorumlar
Malik
Emeğinize sağlık hocam
Anadolu'nun zengin ve renkli coğrafyası, binlerce yıllık kültürel birikimi ve çeşitliliği barındırırken, bu toprakların misafirperver ve sıcakkanlı insanları da kendine özgü bir karakter taşır. Şahin Özer, adını yıldızları parlatan bir prodüktör olarak duyuran isim, bu Anadolu sıcaklığını ve Malatya'nın köklü kültürünü içselleştiren bir beyefendi olarak karşımıza çıkıyor.
Şahin Özer, sadece bir müzik prodüktörü değil, aynı zamanda Anadolu'nun zengin kültürel mozaiklerini ve geleneklerini yaşatma misyonunu da taşıyor. Doğu Anadolu'nun özünde yer alan misafirperverlik ve dayanışma ruhu, Özer'in kişiliğine damgasını vurmuş gibi görünüyor. Bu sıcakkanlı yaklaşımıyla herkesi kucaklayan ve yetenekleriyle yıldızlaştıran Özer, aslında bölgenin kendine özgü özelliklerini sanat dünyasına taşıyan bir köprü niteliğinde.
Malatya'nın meşhur kayısıları gibi, Şahin Özer de kültürel bir ikon olarak öne çıkıyor. Yılların getirdiği tecrübe ve tutkuyla Anadolu'nun en güzel yönlerini gün yüzüne çıkaran Özer, geleneksel değerleri modern sanatla buluşturarak eşsiz bir sentez oluşturuyor. Onun gözünden Anadolu'nun her bir köşesi, halk müziği ve dansları, yöresel yemekler, el sanatları ve toplumsal ilişkiler, sanatın ve kültürün renkli bir resmi olarak yeniden canlanıyor.
Şahin Özer ile yapılan röportajda, sadece bir yıldız fabrikatörünün değil, aynı zamanda Anadolu ve Malatyalıların zengin değerlerini yansıtan bir insanın hikayesini dinlemeye hazır olun. Geleneklerle modernliği, sıcakkanlılığı ve profesyonelliği birleştiren bu özgün isim, Anadolu'nun en güzel yanlarını tüm dünyayla paylaşmaya devam ediyor. Onun hikayesi, Anadolu'nun derin köklerini ve geleceğe uzanan dallarını büyük bir sevgiyle anlatıyor.
Şahin Özer'in kariyeri ve kişiliği üzerinden Anadolu'nun misafirperverliği, geleneksel değerleri ve zengin kültürel mirasıyla tanışmaya hazır olun. Kendisi, sadece bir prodüktörden çok daha fazlası – Anadolu'nun ve Malatya'nın naif bir temsilcisi, kültürel bir elçisi, ve yıldızların yoluyla parlayan bir isim.
Gönül: Müzik kariyeriniz nasıl başladı? Laleli camii’ nin altında plak satışı ve prodüktörlük yapan babanızın yanında çalışmaya başlamak nasıl bir deneyimdi?
Babam ile annem ayrı yaşıyordu. Beni dedem ve babaannem büyüttü. 10 yaşından sonra, hasretini çektiğim babamın yanına, İstanbul'a gönderdiler. Orasıyla burası arasında uçurum var. Dördüncü sınıfta kaldım. Bir kez daha sonra gene kaldım. Kalma sebebim, yaşantının verdiği kuralları burada göremememiz. Malatya da birisi mahallenin kızına ters bakarsa çocukluğumuzda kavga ederdik. Yedi, sekiz yaşlarında çevremizdeki insanları sahiplenip korumayı öğrenmiştik. Okul müdürünün oğlu kalmama sebep oldu. Bizim sınıftan bir kızı öptüğü için dövdüm çocuğu, dövdüğüm içinde sınıfta bıraktılar. Diğer sene de buna benzer bir olaydan ötürü yine sınıfta bıraktılar beni. Sonra bir başka okula gittik. Bir senede dördü beşi okudum. Lakin buradaki örf adetler, çocukluğumda öğretilen adetler tutmadı netice olarak babama okuyamayacağımı söyledim. Babama da işçi lazımdı, babamın yaptığı kasetleri dolaşarak satmaya başladım. Önce on iki on üç yaşında çocuk elimde taşıyarak, sona arabamız oldu, Edirne’den Karsa kadar defalarca plak satmak için dolaştım. Her ile gittim. Sonra Askerlik dönemi geldi, Askerlikten sonra babam başka bir iş yapmaya karar verince, bende bildiğim br işi yapmak istediğimden babamın bıraktığı yerden aynı işyerini kiralayarak devam ettim.
Gönül: 1983 yılında "Şahin Özer Müzik" firmasını kurduktan sonra hangi stratejileri izlediniz ve nasıl bir büyüme süreci yaşandı?
Seksen üç yılarıydı, evlendim. Seksen üç de ilk plağımızı çıkarttık. Kimsenin olmaz dediği lakin bir işe inandığım için çıkarttım. Sonra bir albüm daha seksen dörtte. İlk çıkarttığımız Cengiz Kurtoğlu’ydu, Arif Susam oldu, Fatih Kısaparmak oldu.
Gönül: Yurt dışında prodüktörlük eğitimi almanızın kariyerinizdeki rolünü anlatır mısınız? Bu eğitim nasıl bir etki yarattı?
Bu arada işim rast gitti davet aldım Amerika’ya gittim. Dünyanın en önemli müzik yapımcılarından birisi Ahmet Ertegün beraber çalıştığı Arif Mardinli diye bir büyüğümüz var. Amerika’ya gidip nasıl oluşulur, nasıl şöhret olunur, kapısı neredendir? Onlarda bana Madonna’yı verdiler. Altı ay Madonna’yı ders olarak çalıştım. Madonna’ nın hayatını nasıl geldi, neler yaptığını ve nasıl ahde vefayla ayakta kaldığını öğrendim sonra Türkiye’ye geldim. Nasıl meşhur olunacağını öğrendim de yaptığımı satmam lazım. Her an Türkiye’de ve Dünya’da her an her şey değişiyor. Teknoloji, satış birimleri değişiyor. O zaman Türkiye’de Müzik Yapımcıları Derneği Başkanı oldum MÜYAP Başkanı olunca da Dünya Müzik Yapımcıları Konfederasyonuna üye oldum, Ortadoğu tamamen bana bağlıydı. İngiltere de BPİ İngiltere yapımcılık sektörü örgütü davetlisi olarak altı ay kadar eğitim aldım. Türkiye’de sadece plakçı dükkânları vardı. Oradan geldikten sonra hem kendi yaptıklarımı, hem de diğer yapımcıların eserlerini satış yerleri kurdurarak. Önce benzin istasyonlarında, alış veriş merkezlerinde, süper marketlerde raflar oluşturarak satış noktalarını fazlalaştırdım.
Gönül: Türk müzik piyasasına kazandırdığınız ünlü isimler hakkında daha fazla bilgi alabilir miyiz? Onların kariyerlerine nasıl katkılarda bulundunuz?
O dönemde Televizyonu da iyi kullandım, Şirketimde benimle çalışan sanatçılar;Cengiz Kurtoğlu, Fatih Kısaparmak, Yonca Evcimik, Mustafa Sandal, Deniz Seki, Davut Güloğlu, Gökhan Özen, Emel Müftüoğlu, Ozan Orhon, Güllü, Naşide Göktürk, Ahmet Şafak, Murat Başaran, Harun Kolçak, Tarık Mengüç, Erdinç Erişmiş Kırk bir tane böyle sokaktan bulduğum benim tabirim çocuklarım oldu. Bu arkadaşlarımızın tepeden tırnağa her şeyiyle ilgilendik. İmaj Maker olduk, Müzik Dünyasının içine kattım.
Şahin Özer: Anadolu'nun Naif Temsilcisi ve Yıldızları Parlatan Prodüktör
Gönül: 1983 yılında "Şahin Özer Müzik" firmasını kurduktan sonra hangi stratejileri izlediniz ve nasıl bir büyüme süreci yaşandı?
Babamın en büyük desteği, Türk halkını daha iyi tanıya bilme olanağı vermesi. Çünkü Oniki yaşından sonra on sekiz yaşına kadar Türkiye’ nin dolaşmadığım kasaba, nahiye mahallesi kalmadı. Kurduğum iletişimle Türkiye’yi tandım. Sonra yaşama başladığım zaman Dünyayı gezdim. Babam beni ezerek eğitti. İlk önceleri kızıyordum sonra bana neler katığının faydalarını gördüm.
Dünya da bir iki tane şöhret yaratan insanın heykeli dikilir, Dünya markası yapılır. Benim kırk bir tane şarkıcım var, bunlar sokaktan bulunan şarkıcılar.
Gönül: Uluslararası Müzik Yapımcıları Konfederasyonu (IFPI) Asya Grup Başkanı olarak görev yapmanın size sağladığı deneyimleri ve sorumlulukları anlatır mısınız?
Biz şarkıcıları Türk halkına tanıdık ama Dünyaya açılamadık. Hedefim bu saatten sonra ne yapılır bilmiyorum ama hedefim bir dünya yıldızı yaratmak. O Dünya yıldızı Avrupa da Orta doğuda dünyanın her yerinde dinlenebilmeli. Bunun içinde uğraş veriyorum, Amerika da ve İngiltere de bulundum ve tanıdım. Ortadoğu bizim için olmazsa, olmazdı. Türkiye Cumhuriyetleri olmazsa olmazdı. Aynı dili konuştuğumuz, aynı zevkleri paylaştığımız insanlar, Akdeniz, Ortadoğu, onların zevklerinizde bilmem lazımdı. Bir örnek vermek gerekirse, Artvin’de yırtık pantolonlu gençleri mutlu edebilmenin bir tarafı vardı. Onlara bir tane Ricky Martin vermek lazımdı. Davut Güloğlu diye bir çocuk piyasaya tanıttım. Bana dediler Karadenizli seni aforoz eder, sebebi? Bizde böyle dans eden birsi yok. Dedim ki aforoz edecekse beni eder. Albümü çıkardıktan sonra o günkü Cumhurbaşkanımız ki o dönemde 28 Şubat kararları var. Nerdeyse kan ağladığı bir gün Cumhurbaşkanımız telefon açarak teşekkür etti ve “bu kadar karamsar günlerde Türk halkını oynattın” dedi
Benim felsefem şuydu; Batı Doğu sentezini yakalamak. Güloğlu’na o dönem Karadeniz cepte, Diyarbakır’a, Adana’ya, İzmir’e, Tekirdağ’ına satmak. Abi onlar Karadeniz müziğini almaz sen merak etme sen benim söylediğimi yapacaksın. Neticede o albüm Türkiye de fırtına estirdi.
Şahin Özer: Gelenekleri Modern Sanatla Harmanlayan Kültürel Elçi
O yüzden Orta Doğu İnsanını tanımak, müziğin evrensel bir dil olduğunu biliyorum. Evrensel olan bu dili insanı tanıyarak büyütmeye çalıştım. Burada da başarılı oluğumuzu düşünüyorum.
Gönül: Malatya Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olarak eğitim alanında nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz? Bu alandaki hedefleriniz nelerdir?
Dünyanın neresine giderseniz gidin, düşmanın bile akılısı gerekir. Kaldı ki eğitimsiz toplumların cehaletten kurtulamadıklarını biliyoruz. Bu gün baktığımızda olgunlaşamayan Afrika ülkeleri halen iç savaş ve darbelerle sallanıyor. Yapılaşmasını tamamlayan ülkeler, özellikle har ülkeden rahat yaşıyor, İnsanı rahat yaşıyor. Maddiyat çok önemli onun yansıra Kültür çok önemli. O kültürü yakalamamız lazım. Malatya Eğitim ve Kültür Vakfının yaptığımız çalışmaların içinde eğitimin çok önemli olduğunu önemseyerek ihtiyacı olan öğrencilerin eğitim giderlerinin karşılanması oldu.
Malatya Eğitim Vakfı ve gerekse Malatya İş Adamları Derneği zannediyorum ki Yedi, Sekiz bine yakın çocuğun eğitim giderlerini karşılamak üzere çalışıyorlar. İnsanları ne yaparsanız yapın eğitmeniz lazım.
Gönül: Genç sanatçılara ve yapımcılara tavsiyeleriniz nelerdir? Onların müzik endüstrisinde başarılı olmaları için nelere odaklanmaları gerektiğini düşünüyorsunuz?
Şimdi işler bireysele döndü. Şu anda Dünya bambaşka yere gidiyor. Şimdi maalesef sıcak satış yapamıyorum. Onun yerine sosyal medyada yayınlanan şarkılardan belki tıklanmalardan para kazanıyoruz. Bu günkü Dünyada geçici olduğunu düşündüğüm birçok şarkı çıkıyor. Nereye giderseniz gidin çoğunda sizin bildiğiniz şarkılar doksanlı, İkibin yılların başında çıkan şarkılar. Repciler ve Hipapcılar göz önünde olsalar da hepsinin geçici olduğunu biliyorum, çünkü şarkılar akılda kalmıyor. Eski şarkılarda ki samimiyet o günkü aşklar yok. Köyden kente göç yok şimdi kentten köye göç başladı. Bizimde kendi dünyamızda kültürümüzün hiç anlamadığımız tarafa gittiğini görüyoruz. Şimdiki gençlerimizin kalıcı olarak bir şeyler yapması lazım. Dünya kadar para harcayıp geçici olacağına bir bilenle çalışıp kalıcı olmak daha iyi. Bir yapımcıyla ortak çalışmalarını tavsiye ederim. Benim hayatımda önce söz, sonra melodi sonra şarkıcı gelmiştir.
Gönül: Türk müzik endüstrisindeki değişim ve gelişim hakkındaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz? Müzik piyasasının geleceği hakkındaki öngörüleriniz nelerdir?
Müzik piyasası diye bir piyasamız yok, tamamen teknolojiye yenik düşmüş bir sektör var. Teknoloji her şeyi elimizden aldı. Yine müzikle ilgiliyiz, yine prodüksiyonlar yapıyoruz. Şahin Özer, birçok insanımızın umudu. Şahin Özere gideriz şarkı yaparız, albüm yaparız meşhur oluruz umutla. Dün her şeyi biz yaparken bu gün para harcayacak, albüm yapacak arkadaşlara sahip çıkarak doğru iş yapmalarına vesile olarak devam ediyoruz ama bu geçici bir sorun. Bir iki sene sonra sistemin teknolojiyle birlikte sistemimizin oturduktan sonra ayakta kalan müzik şirketleri yollarına devam edecektir. Ben seksen üçte bu şirketi kurdum hemen hemen kırk senelik. Allaha bin şükürler olsun Dürüstlüğümüzde, doğruluğumuzdan, başarımızdan ayakta kalıyoruz ama sektör olarak teknolojiye yenik düşmüş bir sektör şu anda toparlıyor. İlerleyen dönemlerde federasyonlar kurulmaya başlandı. Dün meslek birlikleri vardı bu gün federasyonlar kurulmaya başlandı. Federasyonların dünyadaki bazında kazanmış oldukları paradan Türk müzik sektörü gelişecektir. Hemen hemen İkibin yıllarından itibaren teknolojiye yenik düşeceğiz tedbirini almamız lazım bütün sektörün bir araya gelmesi lazım yani üzik sektöründe sadece yapımcı olmadığını bestecilerin, yorumcuların, üretenlerle yapımcıların bir araya gelip müzik sektörüne sahip çıkmaları gerektiğini söylüyordum. Federasyon az konfederasyon olmalı, müzik sektörü kendini çevirmeli. Müzik çalınan her yerden müzik payı alınıyor. Bu devletin ve belediyelerin kuralı olmalı. Ruhsat alınırken işletmelerden müzik rüsum ödenmeli eğlence merkezlerden. Bu devlet politikası tutar çünkü Almanya da Beş milyar dolar bizde ise daha yedi yüz milyon dolarlara çıktı. Yüz milyon doları binlerce kişi paylaşıyor.
Bana vakit ayırıp ziyaretime geldiğiniz için teşekkür ediyorum.
Asıl Gönül Doğan olarak ben teşekkür ederim
Son söz olarak, Şahin Özer'in müzikle harmanlanmış hayat hikâyesi, sadece bir prodüktörün değil, aynı zamanda Anadolu'nun ve Malatya'nın zengin kültürünün bir yansımasıdır. Onun çabalarıyla Anadolu'nun misafirperverliği, geleneksel değerleri ve sıcakkanlı insanları, sanatın renkleriyle buluşmuş, dünyanın farklı köşelerine taşınmıştır. Geçmişle geleceği birleştiren, kökleriyle dalları arasında köprü kuran bu özgün isim, sadece yıldızları parlatmakla kalmamış, aynı zamanda bir kültürel elçi olarak da kendini kanıtlamıştır. Şahin Özer'in müzikle, sevgiyle ve samimiyetle dokuduğu bu öykü, gelecek nesillere büyük bir ilham kaynağı olacaktır. Onunla yapılan röportajda ortaya çıkan bu derin hikâye, Anadolu'nun sıcaklığını, renklerini ve zenginliğini tüm dünyaya taşımaya devam edecektir.
Takım | O | A | P |
O | A | P | |
1.GALATASARAY A.Ş. | 7 | 23 | 19 |
2.FENERBAHÇE A.Ş. | 7 | 16 | 16 |
3.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 6 | 14 | 16 |
4.SAMSUNSPOR A.Ş. | 7 | 11 | 15 |
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 6 | 13 | 13 |
6.İKAS EYÜPSPOR | 7 | 12 | 12 |
7.GÖZTEPE A.Ş. | 6 | 11 | 9 |
8.SİPAY BODRUM FK | 7 | 8 | 9 |
9.CORENDON ALANYASPOR | 7 | 7 | 9 |
10.TRABZONSPOR A.Ş. | 6 | 6 | 8 |
11.TÜMOSAN KONYASPOR | 7 | 8 | 8 |
12.NET GLOBAL SİVASSPOR | 7 | 6 | 8 |
13.ANTALYASPOR A.Ş. | 8 | 10 | 8 |
14.KASIMPAŞA A.Ş. | 7 | 9 | 7 |
15.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 8 | 5 | 7 |
16.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 6 | 6 | 4 |
17.BELLONA KAYSERİSPOR | 6 | 5 | 3 |
18.ATAKAŞ HATAYSPOR | 6 | 4 | 2 |
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. | 7 | 6 | 1 |
Yorum Yazın