
Niloy RAFIQ, 6 Ağustos 1983'te Maheshkhali, Cox's Bazar, Bangladeş'te doğdu. Okul yıllarından beri yerel günlük gazetelerin edebiyat sayfalarında yazmaktadır. Daha sonra şiirleri, çeşitli ünlü küçük dergiler de dahil olmak üzere ulusal ve uluslararası edebiyat dergilerinde yayınlandı. Şimdiye kadar, önemli şiirleri yirmiden fazla yabancı dile çevrildi. İngilizce şiir kitabı "Sun Leaf", Amazon tarafından "Stockholm Project 2033 Global Leader" kapsamında yayınlandı. İkinci İngilizce çeviri şiir kitabı "An Incomplete Kiss", 2024'te Amazon'dan yayınlandı. Bengalce dillerinde yazılmış şiir kitaplarının sayısı sırasıyla altıdır: 1. Ben, kuğu, saf üzüntü içinde yüzüyorum, 2. Susuzluğun sonsuzluğu, 3. Tuzlu adamın yüzü, 4. Bilinmeyen ateş, 5. Gözlerdeki Adinath, 6. Bir kil bedende eğilen balmumu duası. Şiirinde büyülü, sinirli bir his var. Şair Niloy Rafiq, sözcüklerin ve ritimlerin olağanüstü örgüsünde adeta bir sihirbazdır.
Yorum: Şiir, kurban ritüelinin hem dinsel hem de insani boyutunu sorgulayan derin bir metin. İlk bölümde doğanın güzelliğiyle, huzurun egemen olduğu pastoral bir atmosfer çiziliyor: kuş sesleri, orman, şafak, dinginlik… Ancak bu huzurun içine bir çatlak giriyor: “Ahırdaki sığırların gözlerinde gizli bir acı çığlığı.”
Burada doğanın güzelliğiyle insanın dinsel ya da toplumsal alışkanlıklarının (kurban töreni) yarattığı acı ve suçluluk duygusu iç içe geçiyor.Yağmurun halhalları, taşın üstündeki gözyaşları, kurbanın kanının “arıtıcı” bir unsur gibi görülmesi, tüm bunlar mistik bir ritüelin hem estetik hem de sorgulayıcı biçimde anlatılması.
Son kıta ise şiirin modern eleştirel yönünü açığa çıkarıyor:
“Masum hayvan bedenleri — biçimsiz bir zihinsel tatmin”
ve “Kadim bir çağın kuralı, modern zamanda sorular uyandırır.”
Bu dizeler, insanlığın hâlâ ilk günahın, ilk kurbanın — Adem ile Havva’dan beri süregelen — bir tekrarına saplanıp kaldığını söylüyor. Şair, bunu “Mars’ta yaşarken bile” sürdürmemizi ironik bir biçimde eleştiriyor: teknoloji ve bilimin zirvesine ulaşsak bile, eski alışkanlıklarımızın zincirindeyiz.
Şiirin genel yapısı mistik, eleştirel ve hümanist bir tonda ilerliyor. Görsel imgeler (halhallar, taş, gözyaşı, kan, orman) hem güzellik hem de suçluluk duygusunu birlikte taşıyor.

Yorum Yazın