Sevgili okurlarım, BİSED Bilim Sanat Edebiyat Derneğimizin hazırlamış olduğu bir etkinliği daha gerçekleştirdik. Etkinliğimizin amacı yeni pencereler aralayarak farklı alanlarda çalışmalar yapmak ve farkındalığı artırmaktır.

Almanya'nın Polonya işgaline başladığı tarih olan 1 Eylül 1939, her yıl hatırlanmak üzere Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı üyeleri tarafından Dünya Barış Günü olarak ilan edilmiştir.

1 Eylül Dünya Barış Günü hepimiz için önemli bir gündür. Dünya Barış Günü savaşın ve şiddetin olmadığı bir dünya özlemini yansıtmak ve bu hedefe ulaşmanın yollarını aramaktır. Bu gün, sadece çatışmaların sona erdirilmesini değil, aynı zamanda toplumsal adaletin, eşitliğin ve insan haklarının korunmasını da vurgular.

            Etkinliğimizin ilk bölümünde keman sanatçısı Sayın Gürcan Yazılı tarafından kemanı ile muhteşem bir dinleti sundu.

Etkinliğimizin ikinci bölümünde Güney Kore’de Uluslararası Edebiyat Ödülünü kazanan Sayın Metin Turan, Dünya Barış Günü’nün önemini dikkat çeken konuşması ile katıldı. Konuşmasında geçirmiş olduğu insan kalma dersi dolu aile hayatından bahseden Turan dünya barışının sürekliliğine dair öngörülen savlardan bahsederek ‘’ Halkların kendi yönetimini tayin hakkını elde etmesi ve uluslararası ticaretin gelişmesiyle devletleri savaşa sevk eden sebeplerin büyük ölçüde ortadan kalkacağı ’’ öngörüsüyle ‘’ Demokratik yönetimler ve devletlerarası teşkilatlar yaygınlaştıkça uluslararası itilaflar barışçıl yöntemlerle çözüme kavuşturulabilecek, silahlı kuvvete başvurma seçeneği devre dışı bırakılacaktır.

Kalıcı barış, bireyin özgürleşmesine bağlıdır. Bireyin özgürleşmesi ise insan haklarının önündeki engellerin kaldırılması ve toplumda maddi ihtiyaçların giderilmesiyle mümkün olabilecektir. İnsan topluluklarında kültürel hakların ve kimliklerin tanınması ve kabul edilmesi kültür ve kimlik farklılıklarına dayalı ayırımcılık ve dışlanmanın engellenmesi barış için gereklidir.

Aynı şekilde gelir dengesinin sağlanması, milli güvenlik ve kaygıların kaldırılmasının da barışın devamının sağlanması için önemli unsurlar olduğunu, toplumlar arası diyaloğun barışın ikinci temel unsuru olduğunu, ortak uzlaşma kültürünün yaygınlaşmasının dünya barışının temeli olduğunu vurgulayarak devam etti.

Kalıcı barış için küresel ölçekte çok taraflı işleyen yönetim sistemine ihtiyaç olduğunu dile getirerek, bunun beş temel yönetim ilkesinden oluştuğunu söyledi. ‘’Şeffaflık, hesap verebilirlik, hukukun üstünlüğü, katılımcılık, etkililik ‘’ doğrultusunda gerçekleştirilecek reformlarla demokratik bir küresel yönetim şekli tesis edilebilir’’

Küresel yönetim ayrıca gelecekte yiyecek arzını ciddi ölçüde sınırlandırabilecek çevre kirliliğine karşı devletleri bağlayıcı düzenlemeler yürütebilmelidir. Tarım ürünlerinde ve deniz ürünlerinin arzı açısında küresel düzeyde risk oluşturan ve barışı tehdit eden çevre kirliliğinin, doğal kaynakların kullanılması stratejisi yanlışlıklarının yönetim süreçleriyle geçerli bir uygulamaya dönüştürülebilmesinin önemini vurguladı.

 En son olarak Sayın Metin Turan bireyin ilk eğitim ve topluma yararlı katkısının aileden geçtiğini dile getirerek doğaya canlıya saygılı ve hoşgörülü bir birey olmasında aile büyüğünün bir sözünü dile getirerek konuşmasını tamamladı.  

‘’Oğul ateşinde bir canı var,  su dökme’’

Etkinliğimizin üçüncü bölümünde Sayın Hürdoğan Aydoğdu ‘’Çanlar Barış İçin Çalıyor’’ isimli günün önemini vurgulayan slayt gösterisini sundu.

Etkinliğimizin son bölümünde Bülent Ecevit Konservatuarı birincisi ve tiyatro oyuncusu Sayın Mihriban Başara barış şiirleri seslendirdi.